Kültür Araştırmaları Dergisi

Kültür Araştırmaları Dergisi - Sayı 12 (Mart 2022) dergisi
Dergi
0.0/10
0 Kişi
1
Okunma
3
Beğeni
239
Görüntülenme

Hakkında

ISSN: 2651-3145 Yayınevi: Ofis2005 Kültür Araştırmaları Dergisi, kar amacı gütmeyen bir kişi yayıncılığı girişimidir. Yayıncı: Mehmet Ali Yolcu Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Çanakkale/Türkiye Kültür Araştırmaları Dergisi 2018 yılında Türkiye merkezli yayın hayatına başlamış bir dergidir. Dergide, folklor, dil, tarih, edebiyat, antropoloji, dinler tarihi, sosyoloji gibi kültür bilimleri ile ilgili araştırma veya derleme makaleleri, çeviriler, kitap incelemeleri, editöre mektup türünden çalışmalara yer verilir. Dergi, “dergipark” üzerinden açık erişim şeklinde, mart, haziran, eylül ve aralık aylarında olmak üzere üç aylık periyotlarla yılda dört kez yayınlanan bilimsel hakemli bir dergidir. Dergide yayınlanan yazıların yayın dili, Türkçe ve İngilizcedir. Dergi, Creative Commons lisanslı olup Budapeşte Açık Erişim Politikasını uygulamaktadır ve ayrıca Committee on Publication Ethics (COPE) tarafından belirlenmiş uluslararası etik kuralları benimsemiştir.

Okurlar

3 okur beğendi.
1 okur okudu.
1 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Toplumcu şiir, mensuplarını ümitsizliğe ve karamsarlığa sevk eden bir şiir anlayışına sahip değildir. Tam tersine idealize edilen dünyalara ulaşmanın çok yakın olduğu mesajı verilir. Örneğin Türk toplumunda toplumcu gerçekçi şiirin oluşumunun öncülerinden olan Nazım Hikmet, “Nikbinlik” şiirinde bu düşünceyi şu mısralarla dile getirir: “Güzel günler göreceğiz çocuklar / güneşli günler / göre- / ceğiz...” (Nazım Hikmet, 2008: 206). Şair, bu mısralarla hem geleceğe dair umudunu ortaya koyar hem de istikbali temsil eden çocukları güdülemeye çalışır. Bir diğer toplumcu gerçekçi şair Ahmed Arif ise “Anadolu” şiirinde gelecek kuşaktan büyük bir beklenti içerisinde olduğunu ve idealize edilen dünyaya ancak gelecek kuşak vasıtasıyla ulaşılabileceğini anlatır. Bu bağlamda şair, “Bir umudum sende / Anlıyor musun?” (Ahmed Arif, 2011: 82) mısralarıyla gelecek kuşağa seslenir ve umudunu hiçbir zaman yitirmeyeceğini dile getirir. Böylece gelecek nesil, hem sosyalist ideolojiyi hâkim kılma noktasında güdülenir hem de sorumluluk bilinci kazanır.
Ev üzerine
Ev, tanrıların örnek alınan yaratısına öykünen insanın kendine yarattığı mikro evrendir. Her evin yapılışı bir anlamda yeni bir başlangıca eş değerdir. Her başlangıç ise evrenin gün ışığını ilk kez gördüğü günün tekrarından ibarettir. Ev bir “imago mundi” oluşturduğu için simgesel anlamda dünyanın merkezinde yer alır (Eliade, 2017: 53). Kısaca ev, insanoğlunun dış etkenlerden korunmak adına sahip olduğu ilk mülki unsurlardan biridir. Bedduaların muhtevasında da bu mülki unsurlara sıkça rastlamak mümkündür: Allah evini başına viran etsin/Allah evini yıka/Evin altı üstüne döne/Evin başına kara gele/Evin başına yıkılsın/Evin baykuş yuvası ola/Evin kötü bahtlı ola/Evin kilitli kala/Evin yıkıla/Evin yıkıla küllük ola/Evinde baykuşlar banlaya/Evine ateş düşe yeşil yeşil dumanı tüte/Yelli günde evin yansın/Ocağın batsın/Ocağın kör ola/Ocağın kül ola/Ocağın tütmeye/Ocağına baykuşlar tüneye/Ocağına cıvalar dökülsün/Ocağına incir ağacı dikile/Ocağına su dökülsün/Diktiğin yuvada oturamayasın/Yuva tutmaz kuş olasın/Yuvana ateş düşe/Yuvanda yalnız kütük gibi kalasın/ Yuvandan olasın (Akalın, 1990: 200-253). Ocağında incir bite/Ocağın söne (Öztürk, 2012: 746). Evin başına yıkılsın (Kaya, 2001: 26). Ocağın söyünsün/ Ocağın batsın kapın gapansın (Uslu, 1991: 61). Ocağın bacan yıkıla/Ocağına su dökülsün/Ocağına kıran düşe/Yansın ocağın duman tütmesin (Sarıtaş, 2009: 347).
MÜLKİYETİN KÜLTÜREL YANSIMALARI BAĞLAMINDA BEDDUALARIN ROLÜ ÜZERİNEKitabı okudu
Reklam
Reklam