Son olarak taktikler sorunu ile ilgili olarak, kendimizi aşağıdakiyle sınırlandıracağız. Sosyal Demokrasi ellerini bağlamaz, faaliyetlerini peşin hükümlü bir siyasal mücadele planı ya da yöntemi ile sınırlamaz; partinin elindeki güçlerine uygun düşmesi ve verili koşullar altında mümkün olan en iyi sonuçları sağlaması koşuluyla tüm mücadele yöntemlerini kabul eder. Güçlü örgütlenmiş bir partimiz varsa, tek bir grev siyasal bir gösteriye, hükümet üzerinde bir siyasal zafere dönüşebilir. Güçlü bir partimiz varsa, tek bir yereldeki ayaklanma zafere ulaşan bir devrime dönüşebilir. Unutmamalıyız ki, kısmi talepler için hükümete karşı yapılan mücadeleler ve bazı tavizlerin kazanılması sadece düşmanla yapılan hafif çarpışmalardır, ileri karakollar arasındaki çatışmalardır, oysa tayin edici savaş sonradan gelecektir. Önümüzde tüm gücü ile üstümüze kurşun ve gülle yağdıran, bizim en iyi savaşçılarımızı biçmekte olan düşman kalesi yükseliyor. Biz bu kaleyi ele geçirmeliyiz ve geçireceğiz, eğer uyanan proletaryanın tüm güçlerini, Rus devrimcilerinin tüm güçleriyle, Rusya’da önemli ve dürüst olan ne varsa kendine çekecek bir partide birleştirirsek. Ancak o zaman, Rus devrimci-işçi Pyotr Alexeyev’in _ şu büyük kehaneti gerçekleşecektir: “Milyonlarca emekçi kaslı kolunu kaldıracak ve askerlerin süngüleriyle korunan despotizmin boyunduruğu tuzla buz olacaktır"(Lenin)
kapitalistlerin uyguladığı baskılara boyun eğme, bize yaptıkları tüm kötülükleri ve söyledikleri tüm hakaret ve küfürleri sineye çekme ve sesimizi çıkarmadan kabullenme eğilimi içimizde kök salıyor...