‘’Ağlama Angelita, bu akşam ya sana bir ev alacağım ya da yasımı tutacaksın.’’
Bu cümleyi ilk okuduğumda bir süre duraksadım ve ardından birkaç defa daha okudum. İlk harfinden son noktasına kadar oldukça dokunaklı bir cümleydi benim için. Arka kapağını da okuduktan sonra başka bir şansım kalmamıştı geriye. İspanya İç Savaşı’nın gölgesinde
#spoiler#
"Kordobalı her kadının "aşk "ı "
Manuel Benitez EL CORDOBEZ
"Kovalanan ...açlık ve soğuktan titreyen bir yoksul Endülüs 'lü..düşlerini gerçeğe çevirir , ....bizi de alır götürür "impulsivo"nun karşısına elimizde aile yatağından alınmış , kırmızıya boyanmış çarsaftan bozma bez parçasıyla diker ..
Bugüne kadar Hindistan'la ilgili, başta tarih, araştırma, inceleme ve edebiyat kitapları olmak üzere onlarca kitap okudum. Ama bu kitapta yazılanlar kadar kapsamlı ve ayrıntılar içeren etkileyici bilgilere rastlamadım. Şunu tüm samimiyetimle söyleyebilirim ki, bu kitabı okumadan Hindistan'la ilgili yeterli bilgi sahibi olunamaz. O yüzden
Kudüs. Üç semavi dince de kutsal olan, uğrunda tarih boyunca, deyim yerindeyse oluk oluk kan akıtılan, adeta kan içmeye doymayan bir şehir. Babil, Roma, Haçlılar, Araplar ve Osmanlı'nın eline geçen şehir, 1. Dünya Savaşında, Arapların Osmanlı'ya ihanetiyle İngiliz Manda yönetimi altına girmiştir. Dolayısıyla dört yüzyıl süren Osmanlı
Bazı kitaplar vardır, ne kadar övgüyle bahsetseniz yine de yeterli olmaz. İşte bu kitapta onlardan biri. Kitap aslında bir biyografi kitabı. Ama okuduğunuzda görüyorsunuz ki sadece bir kişinin hayatını anlatmakla kalmıyor. Size bir tarih sunuyor ve gerçek bir mücadele anlatıyor.
Amerikalı yazarlar Larry Collıns ve Domınıque Lapıerre bu
Ernest Hemingway’in “bir boğa, bir erkek ve bir çubuğa asılmış bir parça kırmızı şayak kumaşın yaratabileceği duygusal ve ruhsal güzellik” dediği fiesta brava (boğa güreşi festivali) hakkında yazılmış ve bu eseri okudum bitti arkadaşlar.
Kitaba ilk başladığımda konunun sadece, giriş cümlesinde bahsettiğim fiesta brava hakkında olduğunu düşündüm
Belgesel tadında tarihi bir roman ama klasik tarihi roman kalıbından çok uzakta.
Tercih edilen edebi dil yaşanılan trajediyi anlatmak için doğru bir seçim olmuş, olaylar zihninizde canlanıveriyor
Filistin/ İsrail savaşlarının başlangıcını, ilerleyişini cephe cephe anlatan eser için objektif deniliyor ama bana pek öyle gelmedi
Kitabı üniversitede hocamız Liderlik dersinin sözlü sınavında sorumlu tutacağı için okumuştuk.
Kitap, İspanya'ya dair tarihi bilgiler vermekte ve aynı zamanda kitabın ana karakteri olan matadorun ortaya çıkma hikayesini anlatmakta.
Kitap tarihi ve edebi olarak sırayla metinleri bize veriyor. Ancak ben tarihi olan kısımda o kadar acıklı şeyler olmasına rağmen hiç etkilenemedim. Çok soğuk geldi anlatım. Duygu aktarımı fikrimce başarısız olmuş. Daha güzel anlatılabilirdi. Bu durum çevirmenden de kaynaklanıyor olabilir. Kitap ancak edebi kısmın sonlarına doğru beni etkiledi.
Kitabın adını aldığı cümle, beğendiğim tek yerdi sanırım: Ağlama Angelita, bu akşam sana ya bir ev alacağım ya da yasımı tutacaksın.
Hocamız kitaba bayıldığı için bizi sorumlu tutmuştu. Sözlü sınavda kitabı en çok ben -her detayıyla- anlatmama rağmen beğenmediğini söyleyen sanırım yine bendim, hocamız da şaşırmıştı.
Kitabın akıcılığı da başarılı değil. Basımı da hoşuma gitmedi, gözü yoruyor.
Tarihe ilginiz var ise ve yukarıda yazmış olduğum durumlardan rahatsız olmayacak iseniz okuyabilirsiniz. Ama ben mutlaka ve mutlaka okunması gereken bir kitap olarak malesef nitelendiremiyorum.
YASIMI TUTACAKSIN / DOMINIOUE LAPIERRE-LARRY COLLINS
.
︎Dominigue LAPIERRE ve Larry COLLINS'in ortak eseri.İlk defa 1972 yılında Payel Yayinevi'nden(@payelyayinevi) çıkmış.Orjinal adı "Out Tu Parteras Mon Deuil".Ünlü ressam Francisco GOYA'ya ait kapağındaki resimde Madrid'de gerçekleşen katliamda ülkeyi istila eden
Ünlü İspanyol matador Manuel Benítez Pérez namı diğer El Cordobés’in mücadele ile dolu hayatını ele alan harika bir biyografi kitabı Yasımı Tutacaksın.Esnek hareketleriyle adeta boğalarla dans eden ve arenadaki kalabalığı sürekli ‘ole’ sesleri eşliğinde diri tutan korkusuz bir efsanedir El Cordobés.
Kitap hem İspanyol iç savaşı yıllarını ve general Franco diktatörlüğü altındaki İspanya’yı hem de El Cordobés’in hayatını içi içe ve paralel bir biçimde anlatıyor. İspanyadaki o karanlık dönemi,insanların çektiği açlık ve yoksulluğu ve yapılan toplu katliamları okurken yüreğiniz burkuluyor ve tüm bunlar keşke kurgu olsaydı diyorsunuz ama değil maalesef gerçek olaylar.
Öte yandan ise , bir insanın şartlar ne olursa olsun eğer bir şeyi tutkuyla sever ve isterse onu mutlaka başaracağını zevkle okuyorsunuz.Bir adamın , bu kadar olumsuzluğa ,fakirliğe ve çaresizliğe rağmen cesareti ve inancıyla neler yapabildiğine şahit olmak inanılmaz bir his.Hiç bir ünlü matadorun yolundan gitmeyip kendi çizgisini ortaya koyan gerçek bir marka olan El Cordobés’in hayatını mutlaka okuyun derim.
Son olarak kitabı mükemmel bulmama rağmen bir puan kırdım çünkü boğa güreşleri bence yasaklanması ve yok edilmesi gereken bir ritüel. Spor olarak asla kabul etmiyorum.Bir canlıya işkence etmek spor olamaz.
Asla pes etmemeniz ve tutkularınızı kovalamanız dileğiyle…………
