Tüketicilerin zihninde güçlü bir marka yaratmak istiyorsunuz, markanızı daraltmak zorundasınız, genişletmek, gücünüzü azaltacak ve imajınızı zayıflatacaktır.
Eğer pazar ayağınızın altından kayıp gidiyorsa, olduğunuz yerde kalın ve ikinci bir marka yaratın. Kaymıyorsa, olduğunuz yerde kalın ve markanızı inşa etmeye devam edin.
Markayı, ilk, lider, öncü ve orijinal olduğunu düşündürecek şekilde lanse etmelisiniz. Markanızı tanımlamak için sürekli olarak bu kelimelerden birini kullanmalısınız.
Bir Mercedes sahibi olmak denince aklınıza ne geliyor? Tipik bir otomobil alıcısının zihnini açıp bakma imkanımız olsaydı, "prestij" kelimesinin markayı temsil etmeye çok yakın olduğunu görürdünüz. Açıkçası, size de Mercedes Benz markası prestiji çağrıştırmıyormu? Çoğu insan için öyle. Pahalı, alman, iyi tasarlanmış ve güvenilir de markanın çağrışımları arasında ama asıl farklılaşmayı sağlayan, prestij. Lamborghiniler pahalıdır, audiler alman, hondalar iyi tasarlanmıştır ve toyotalar güvenilirdir ancak bu markaların hiçbiri Mercedes'in prestijini taşımazlar. Bir marka inşa etmek istiyorsanız, markalama çabalarınızı, muhtemel tüketicilerinizin zihninde bir kelimeye sahip olmaya odaklamalısınız. Başka kimsenin sahip olmadığı bir kelimeye.
Pazarlama sektöründen ayrılmama rağmen hâlâ ilgimi çektiği için bu alanın kitaplarını severek okuyorum.
Konumlandırmanın kurallarını, bunu başarıyla uygulayan ve uygulayamayan yerli-yabancı şirket örnekleriyle beraber çok yalın anlatmışlar. Yazarlarının bu işte ne kadar uzman olduklarını konuşmaya gerek yok zaten. Ayrıca dizaynı ve sayfa yerleşimleri açısından yarı kitap-yarı dergi havası veriyor okurken. Tavsiye ederim.
Metin yazarı olduğunuzda genellikle kelimeleri bir araya getirmenin yeterli olduğu sanılır. Oysa durum sanıldığının aksine bir çok araştırma yapılarak metin oluşturma aşamasına gelinmesidir. Örneğin: Müşteriden brief alınır. Sonrasında hedef kitle analizi, arge çalışmaları son olarak raporlama sonucunda metin oluşturma kısmına gelinir ki her metin olumlu sonuçlanmaz üst üste yazmanız istenebilir. Araştırma kreatif bir iş oluşturma için yeterli mi? Tabiii ki hayır. Öyle olsaydı isteyen herkes metin yazarı olurdu. Bu meslek için yapılan araştırmaları doğru tahlil edebilmek ve nihayetinde hedef kitleye yönelik metin oluturmak için zengin bir hayal gücü ve kelimeleri doğru yerde, doğru şekilde kullanmayı bilmeniz gerekmektedir. Peki bu meslek için üniversite eğitimi yeterli mi? Kişisel kanaatim yine hayır. Öyl olsaydı reklamcılık bölümünde okuyan metin yazarı olmak isteyenler de metin yazarı olurdu. Bilgi anlamında üniversitenin bize kattığı değerler yadsınamaz ama yetenek yoksa bilgiler pratikte kalır. Yazarlğı teoriye dökebilmenin şartı da yetenekten geçiyor. İşte bütün bu aşamalar sonunda diyebilirim ki "Marka yaratmanın 22 kuralı" kitabını ajansta metin yazarı olarak çalışırken okumuş ve bilgilerimi teoriye dökebilme anlamında istifade etmiştim.
Marka yaratma konusunda yazılan güzel bir kitap. Yazarlar marka yaratmayı madde madde vererek örneklerle günümüz büyük markaları ile anlatmaktadır. Bakış açınızı değiştirebilecek, yolculuk esnasında okunabilecek veyahut bir pazar gününüzü ayırıp okuyabileceğiniz -ki ben öyle yaptım- güzel kitap, ben sevdim.