1941’de Fransız bir annenin ve Cezayirli bir babanın çocuğu olarak Cezayir’de doğdu. On yedi yaşındayken Fransa’ya göç etti. Aix-en-Provence’ta ve Sorbonne’da çağdaş edebiyat öğrenimi gördü. Öykü, gezi yazısı, deneme ve roman türünde eserler yazıyor.
Eser, Cezayirli bir yazar olan Leila Sabbar'ın kaleminden. Yazar, 17 yaşında Fransa'ya göç etmiş. Kitap, bizi 1980'ler Paris'ine götürüyor. Bir grup göçmenin, azınlık olarak görülenlerin yaşamlarından kısa kesitlerle bize Doğu ile Batı arasındaki sıkışmayı, arafı hissettiriyor. Okurken olay örgüsü biraz beni sıksa da, üslubunu çok beğenmesem de güncel olaylara yer vermesi, kültürel yozlaşmayı güzel aktarması yönüyle beğendiğim bir roman oldu. İnsan, toprağından uzaklaştıkça kökünden, özünden de bir şeyler kopuyor. Ve bu kopmanın telafisi de olmuyor. Çamaşır ipinde unutulmuş bir çamaşır gibi rüzgar nereye savurursa oraya giden yaşamlar....Düşündürten bir kitap oldu özetle. Tavsiye ederim.