Levent Üzümcü sözleri ve alıntılarını, Levent Üzümcü kitap alıntılarını, Levent Üzümcü en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Yanlışa yanlış diyebilme gücünü kendimde bulabiliyorum. Acı çeken hangi etnik kökenden, hangi sosyo-ekonomik düzeyden olursa olsun, canı yanan köpek de olsa, ağaç da olsa ; haksızlığa uğrayan can dostum da olsa, düşmanım da olsa yanındayım.
Haksızlığın ve açgözlülüğün karşısındayım. Allah kimseyi şaşırtmasın."
Maalesef, Türkçe bilmeyen bir Çinliye 10 dakikada anlatabileceğimiz problemleri kendi anadilimizde kendi vatandaşımıza anlatamıyoruz ki bizi en çok da yaralayan bu.
Yanlışa yanlış diyebilme gücünü kendimde bulabiliyorum. Acı çeken hangi etnik kökenden, hangi sosyo-ekonomik düzeyden olursa olsun, canı yanan köpek de olsa, ağaç da olsa ; haksızlığa uğrayan can dostum da olsa, düşmanım da olsa yanındayım.
Haksızlığın ve açgözlülüğün karşısındayım. Allah kimseyi şaşırtmasın.
Eskiden sokakta büyüyordu çocuklar. Sokak şartları içerisinde çocukların büyümesinin iyi ve kötü yanları vardı,
Sokakların cıvıl cıvıl olduğu ve arabarla dolu olmadığı zamanlardan bahsediyorum.
Ben de diyorum ki, "Ben Müslümanlığı kullanarak, bu dini kullanarak cinayet işleyen, yolsuzluk yapan, hırsızlık yapan insanlara ve onların aymaz destekçilerine karşıyım. Ama bu senin nazarında ben Müslümanlığa karşıymışım gibi algılanıyor."
Bir gün biri gelir ve bir halkın kaderini değiştirir ama o biri de her dakika gelmiyor, bu gerçeği sizden daha iyi bilecek kim var?
Bir başkası yok, sadece siz varsınız.
Lütfen yılmayın, lütfen boyun eğmeyin!
Tek hesapları, ne gerekiyorsa gereksin, bedeli ne olursa olsun, koltuklarının kullanım süresinin ömür boyu olması.
Ben bu kirli siyasi hesapların bir piyonu değilim, karşısındayım, korkmuyorum, reddediyorum ve bundan da gurur duyuyorum.
Sıradan bir Avrupa ülkesinde, son yıllarda yaşadığımız rezaletlerin %1'i hükümetleri yıkar, köklü reformlara ihtiyaç duyulur ve halkın çok büyük bölümü yanlış giden bir şeyler olduğunu fark edip ; aklı selim bir çıkış yolu konusunda mutabık kalırdı.
Ancak bu topraklarda işler başka türlü yürüyor.
Nefret etmek ve vicdanı taşlaşmış kitleleri nefret diliyle yönetmek iyi pirim yapan siyasi bir tercih halini aldı.
Artık bu halkın değerlerini, alacağı komisyon uğruna babasının malı gibi ona buna peşkeş çeken yöneticilere değil, değerleri olan ve bu ülkenin aydınlık geleceğinin sadece betonla oluşturulamayacağını anlamış yöneticilere ihtiyaç var.