Ordu, Gülyalı doğumlu olan Leyla Küçük Ülker, Samsun Vezirköprü Gelir Dairesi Başkanlığı'ndan emeklidir. Ordu Uluslararası Kültür ve Edebiyat Festivali'nde şair kimliği ile bulunmuştur. LEYLA'CA isimli bir şiir kitabı vardır. Evli ve iki çocukludur. Halen Samsun'da yaşamakta olan Küçük Ülker, şiir ve sanat hayatına burada devam etmektedir.
Ne kitaptı ama... İtiraf edeyim bu kadarını beklemiyordum. Bir çırpıda bitiverdi, içine hapsetti resmen. Gerek konusu, gerek hikâyesi olsun anlatım dilinin güzelliğiyle buluşunca bitmeseydi dediklerimin arasında yerini aldı. Ahh Cemile'mi diyeyim yoksa Hacer'mi... ya da ne yaptın Davut, neyledin Rüstem'mi... Şahika'nın, Komiser Sinan'ın hikâyeleri zaten bambaşka... Listenize ekleyin, okuyun...
"Canının yanmasına aldırmaya zaman bulamadı çünkü tam karşısındaki ufak sedirin üzerinde, ona bakan bir iskeletle göz göze geldi."
Tüyler ürpertici öyle değil mi? İşte her şey bir iskeletle başladı. İskelette sanki Neva'ya bakıyordu. Ona anlatmak istediği bir şeyler var gibiydi. Anlatsa sanki geçmişin sır perdesi aralanacaktı. Ama sisli derinlikler mevcuttu. Karga da öylece bakıyordu. Ah şimdi ne yapacaktı? Birden odadaki sandık dikkatini çekti. İçinden öyle şeyler çıktı ki artık olaylar seyrini değiştirecekti.
Tek kelimeyle mükemmel bir kitap okudum. Anlattığım kısım sadece olayların başlangıcıydı. Kitabın devamında gerçekleşen olaylar kesinlikle nefes kesiciydi. Çünkü Neva hem kendi hayatının gerçekleri ile yüzleşti, hem de bulduğu iskeletin... Araştırmaktan ve mücadele etmekten hiçbir zaman vazgeçmedi. Onun bakış açısı bana güç veren bir unsurdu. Anlatım özgündü. Olay örgüsünün bütünlüğü ve temposunun düşmemesi hayal dünyamı da diri tuttu. Bu nedenle Karga Kahvaltısı'nın ruhuna sadık kalabileceklerse filme uyarlanmasını isterim.
Zaten yazarımızın kaleminden okuduğum dördüncü eser olduğundan anlatım üslubuna aşinayım. Bana göre yazarımız insanlara peri masalları anlatmak yerine gerçekleri anlatmayı tercih ediyor. Boşuna "Ne yazsa okurum." demiyorum. Leyla Hanım yazmaya doymasın, bizde okumaya...
Karga KahvaltısıLeyla Küçük Ülker · Sisyphos Yayınları · 20232 okunma
| Önce Yeşildi Kiraz ~ Leyla Küçük Ülker |
.
Bozulan otobüs nedeniyle tüm yolcuların araçtan inmesiyle başlıyor hikayemiz. Urfa topraklarında gölge bir yer bulmak üzere yöneldiği bir ağaçlık bahçeye doğru ilerliyor ve bahçeyi aşınca kendini bir mezarın üzerine düşmüş halde buluyor Ceyhan.
Mezar taşının tozlarını silince gördüğü isim onda şok etkisi yaratıyor. ‘Yıldız Hanoğlu.’ Gördüğü isim onu geçmişe götürürken ve hâlâ şaşkınlığını üstünden atamadan duyduğu sesle her şey daha da karmaşık bir hâl alıyor.
Çocukluğunun Yıldız ablasının mezarı ve duyduğu sesi… Bir ölü konuşabilir mi? İşte burada hikaye bambaşka bir yere sürükleniyor.
İkisinin sohbetine şahit oluyoruz. Sıra dışı ama yaşıyoruz. Sonrası ikisinin beraber geçmişe 1968’e gidişi ve orada yaşadıklarını okuyoruz. Ceyhan’ın küçük bir kız çocuğu Yıldız’ın ise genç kız olduğu zamanlar. Öyle şeyler yaşanmış ki insanın içi acıyor. Geçmişten günümüze uzanan kadına fiziksel, psikolojik ve cinsel şiddet konuları geçiyor. Bir kızın hayallerinin elinden alınıp başka bir hayata mahkûm edilmesi ve yaşadığı onlarca olay.
Zaten kısa olan kitabımız konusunun sürükleyiciliğiyle oldukça akıcıydı. Yaşanan şeyler insanın yüreğini sızlatırken bir yandan da geçmişimizin hatta günümüzün yaşanmışlıkları olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
Küçük arkadaşı Ceyhan ve Yıldız’ın hikayesi farklı güzel bir kurguydu. Yazarın emeğine sağlık!
Önce Yeşildi KirazLeyla Küçük Ülker · Sisyphos Yayınları · 201817 okunma