"Ben kendime hiçbir şeyden korkmadığını söyleyen bir adamım ve seni kaybedeceğimi düşünene kadar da korkmuyordum. Çünkü sana âşığım Marin Cole. Sana tamamen, bütünüyle âşığım.."
smut olmadığını bilmediğimden sahne mucklaşıp yatağa girmeleri sonra da uyanmalarıyla bitince ecük hevesim kırıldı, umutlarımla oynandı odkdk normalde de kitaplara ağlayan biri değilim max gözüm sulanır ama burda o bile olmadı. 2 3 tık duygulandım onunla kaldı çünkü daha kitabı okumaya başlamadan kitabı, "ağlayacağım kitaba başlıyorum" falan diye paylaşanalar yüzünden sayfa 80lerde bize sezdirilen şeyin ilerde olucağını anlamış oldum. hazırlıklı olduğum, süpheye bi gıdım yer bırakmayacak şekilde olacaklardan emin olduğum için olay geldiğinde etkilenmedim. bi cacık bilmeden başlasaydım, ağlama zırlama tiktoklarını görmeseydim belki etkilenirdim dkdkd normal bi güzelliği vardı, sakin sessiz gitti. kitaba 5 vereni de anlarım 10 vereni de anlarım. kendi verdiğim 7den de emin değilim zaten odkdk sevmedim değil, çok sevdim de değil tatlu ve garipti. yemekten yemeğe izlenen, bölüm sonları merak ettirmeyen, dinlendirici ama yerini her an başka bi programa bırakılabilcek bi dizi gibiydi. egzotik yerler-yemekler görmeli, gezmeli, tırmanmalı, kız kardeşli bir şey okunmak isteniyorsa mis
Sosyal medya gerçekten takdire şayan bir mecra. Şu kitabı görüp hakkında o kadar övgüyü okuyunca "Yahu güzel bir şey herhalde, alayım da günüm renklensin," demiştim.
Oldukça monoton ve düz bir kitaptı. Marin isimli, annesinin ölümünden sonra hayatını yaşamaya korkan bir kadının, kız kardeşi tarafından tufaya getirilmesini
Ünlü bir gazetecinin çocuğu olmak nasıl bir duygu? Hele ki anneniz kendi ayaklarının üstünde durup iki küçük kızını da böyle yetiştirmiş olmasına ne demeli. Fakat hayat size verdiklerini çokta kolay almayı başarıyor. Marin ve Sadie'nin anneleri öldü. Üstelik maceracı ruhunu, korkusuzca habere koşma cesaretini kızlarına bırakarak çok genç yaşta gitti.
Abla olan Marin küçük kardeşi kadar şanslı değildi. Kendini Tennessee'deki korunaklı evinde istediği üniversiteyi gitmemek pahasıyla Sadie'ye bakmaya ant içti. Yazmak istiyordu, tıpkı annesi gibi kalemi güçlü, ruhu tüm dünyayı gezmek için yanıp tutuşuyordu. Küçük kız kardeş ise düyayı gezdi, çılgın, korkusuz ve eğlenceli bir fotoğrafçı oldu. Marin onu evde bekleyen anne rolünü üstlendi. Sadie bir yük olduğunu düşünüyor, ablasının onun yüzünden hayatı ıskaladığını hissediyordu. Bu yüzden korumacı ve paranoya derecesinde adrenalinden korkan ablasını kandırıp Papa Yeni Gine'de küçük bir ada olan Saba'ya bilet aldı.
Peki Sadie neden onunla değildi? Durum şu ki; Marin tek başına ilk kez Sadie'nin yerini alacak ve uçakta yanı başında oturan efsanevi adam Lucas ile bu yolculuğa devam edecekti. Hiç bilmediğiniz bir ülkede pasaportunuzu ve valizinizi kaybetseydiniz ne yapardınız? Bekle okur eğlence yeni başlıyor!
Bu yıl hem gülüp hem hüzünlendiğim en iyi kitaplardan biriydi. Özellikle Sadie'nin mektupları ve tabi sonlara doğru bir konuşma beni gerçekten çok etkiledi. Eğer duygusal ve aynı zamanda komik bir kitap okumak istiyorsanız bu kitap tam size göre!
#benimlecennettebuluş #meetmeinparadise #libbyhubscher #renkitap