Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Luciano De Crescenzo

Luciano De CrescenzoBöyle Dedi Bellavista yazarı
Yazar
8.3/10
7 Kişi
16
Okunma
2
Beğeni
962
Görüntülenme

Luciano De Crescenzo Sözleri ve Alıntıları

Luciano De Crescenzo sözleri ve alıntılarını, Luciano De Crescenzo kitap alıntılarını, Luciano De Crescenzo en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Varlar ama yoklar. Mobilyaları hep kassız adamlar taşır...
Yanlış anlamaları önlemek adına; Bu dağ gibi kaslı olanlar (Yunan kahramanları, erkek ve kadın fakretmez) yalnızca savaş ve atletizm veya boks müsabakaları için vardı. Asla tarla işleri veya kölelere hasredilmiş işler için değil. Elinde kazma ile veya odun keserken yakalanan özgür bir adam (köle olmayan) tartışmasız yüzünü kaybetmiş olurdu. Yunanlıların bu her türlü işi hor görüşleri özel bir ele almayı hakederdi. Aynı hor görüş Napoli'deki yaşlı ve kibirli amcam da ortaya koyuyordu "Tüm mütevaziliğimle kendimden iddia edebilirim ki, bugüne kadar hiç çalışmadım." derken.
Boynuzlu...
Gelelim tekrar Minotaur(us)'a; (Kral) Minos çaresizdi! Karısının onu bir boğayla aldatmasını (çünkü lanetlenip nyphoman olmuştu) çok ağır bir hakaret kabul ediyordu. Hiçbir Kreta'lı yoktu ki, o arkasını döndüğünde boğa işareti yapmasın. Aldatmanın uluslararası işaretinin buradan geldiğine inanmak için hiçbir mani yok. Bu aldatma işi de saklanılacak gibi değildi, yanlış anlamaya sebep olmayacak olan (yarı insan yarı boğa olan çocuğu - Minotaur) gözler önündeydi.
Sayfa 153Kitabı okudu
Reklam
Sadakat, onur, anlaşmalara bağlılık - hepsi muhteşem güzel şeyler, ama sırf pazar konuşmalarında (Kilisideki pazar vaazında mesela). Bir defa eli silahlı rakibinin karşısında durdu mu, onu kısıtlayacak olan hiçbir ahlaki kural yoktur artık. Ortaçağın şövalyesinin tersine, Yunan kahramanları kancıklığın en büyük örneğini sergiler ve aynı zamanda haindir de.
Unuttuğumuz hobilerde bugün; kuşatılmak...
Antik Yunan'da bir şehrin koruyucu duvarları ortalama olarak her yirmi yılda bir saldırıya uğruyordu. Başka bir ifade ile: her yetişkin Yunan bu travmatik olayı ömrü içerisinde birden fazla kez yaşamak durumundaydı.
Kiminin bahtına ne hayatlar düşmüş..
Sokrates zamanında köle edilmek gündelik ve olası bir durumdu. Ömrünü bundan sonra zincirler içerisinde geçirecek hale düşmenin herkesin başına kolaylıkla gelebilecek olmasını en iyi dördüncü yüzyıldaki köle ve özgür insan oranı gösteriyor: Atina'da bu oran "dörde bir" di, Korinth gibi yüzlerce kürekçi köleli gemilerin demir attığı liman kentlerinde bu oran "sekize bir"e çıkıyordu. Kürekçi bir köle zincirlerinden ancak öldüğünde kurtuluyordu. Yaşadığı sürece üstünde oturduğu kürekçi bankıyla bir bütündü. Yemek, içmek, uyumak, tuvalet ihtiyacı görmek ve hatta boğulmak, bunların hepsini işyerinde yapıyordu.
Şimdi şunu bilmek gerekir ki, Dämon/demon (daimon) aslında "şeytan" demek değil, "ölmüş olanların ruhu" ya da daha iyisi hayalet demektir.
Reklam
"Sıfır ve sonsuz" diyerek izahata başladı Caccioppoli, "rakam değildirler, çoğunun sandığı gibi, birer Camorra-killer (mafya tetikçisi) dirler. Ve bunu size ispat edebilirim: sıfırı herhangi bir sayı ile çarpsak sonuç ne olur? Evet, sonuç her zaman sıfır olur. [...] Sıfır çarpıldığı rakamı kırar, öldürür, yok eder. Ve aynısı sonsuz ile de olur: sonsuzu herhangi bir rakam ile çarptığınızda sonuç her zaman sonsuz olur. Demek ki şöyle diyebiliriz: sıfır da sonsuz da kendi suretlerine benzer ürün meydana getirirler. Peki ya sıfırı sonsuz ile çarpsak ne olur? Burada hangisi hangisine hükmeder? Hangisi daha güçlüdür? Hangisi daha insafsız bir Camarro-Killer'dır? Not Cevap yorumda...
"... Ve şimdi soruyorum sana: sıfır elma ve sıfır öpücük aynıdır diyebilir miyim, yoksa birinci ve ikinci sıfırın arasında bir nitelik farkı var mıdır?“ “Bu muhatabına bağlı" dedi (profesör) Caccioppoli. "Eğer bir matematikçi ile konuşuyorsan, sıfırı, üç, sekiz veya herhangi bir başka sayı gibi kullanabilirsin. Ama yok eğer bir şair ile konuşuyorsan, durum değişir. Çünkü onun için sıfır ve sonsuz sayı değildirler, duygu ifadeleridirler."
(Nietzsche) matematikten nefret ediyordu, Latince ve Yunanca'yı seviyordu ve din konusunda garip fikirler üretiyordu. Buna örnek olarak mesela teslis inancındaki üçüncü şahsın kutsal ruh değil, şeytan olduğunu ileri sürüyor, ve böylece Tanrının üçte birini şeytani bir töz yapıyordu.
Sayfa 203Kitabı okudu
Euripides trajedyasından alıntı
Çocuklar başka yoldan dünyaya gelseydi, Sizinle hiç bir işimiz olmazdı! (varlığınızdan haberimiz bile) (Ve böylece) İnsana kimi elem dokunmamış olurdu.
60 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.