"Rönesans hareketi ilk olarak İtalya'da ortaya çıkmış, ardından tüm dünyaya yayılmış ve bir sürü medeniyeti etkilemiştir."
Rönesans'ın başlaması ve gelişmesi üzere yazılmış bu kitap son derece gerçekçi ve ne yazık ki acı bir tablo sergiliyor bizlere.
Kapitalizmden ve kapitalizmin yükselişinden, yapılan savaşların burjuvaya ne kadar katkı sağladığından, halkın açlık sınırı, dinî sömürge vb. konulara değinmiş bu kitap Rönesans devri insanının yaşadıklarını gerçekçi bir dille anlatıyor.
Ben de bir tarihçinin önerisiyle okumuştum. Okumayı düşünenlere şöyle bir önerim olacak: "İçerisinde yazanları kendi döneminizle kıyaslayın. Bazı şeylerin dünyada hâlâ aynı kaldığını farkedeceksiniz. Bunu fark ettiğinizde lütfen bu farkındalığın hayatınızı etkilemesine izin verin.
Okuyacak olan herkese keyifli okumalar diliyorum.
Rönesans insanı denildiğinde, biraz durup düşünmek gerekmektedir, hele biz Türklerin. Çünkü biz bu cins insanlar üretemedik. [...] Rönesans insanı bugünkü dünyanın temelini atmıştır.
Rönesans insanı denildiğinde, biraz durup düşünmek gerekmektedir, hele biz Türklerin. Çünkü biz bu cins insanlar üretemedik. [...] Rönesans insanı bugünkü dünyanın temelini atmıştır.
Ülkemizde, her şeyin basmakalıp olanı daha fazla tutulur, daha fazla tedavül eder; hatta yalnızca basmakalıp olan şeyler tedavül eder, "doğru" mertebesine lâyık görülür.
[...] tarihi bir bütün olarak ele almak ve insani olan her şeyi tarihin kapsamının içine dahil etmek gerekmektedir. Bu nedenle, siyasal kıstaslara göre yapılmış tarihsel dönemler geçersizdir.
[...] vahim olan başka bir olgu da, Batı'ya kararlı bir şekilde karşı çıkanların ne Batı'yı, ne de oluşumunu merak edip, araştırmamalarıdır. Bilinmeyen bir şey nasıl istenir, nasıl reddedilir, benim için anlamak mümkün değil.