yağmur ıslatıyordu
sokak lambalarını, en çok da
Arnavut kaldırımlarını kentin
ve bir de, gözlerine
bir korku gibi sinmiş yalnızlığıyla
vücuduna suç gibi yapışmış
giysilerini ve ayaklarını ıslatıyordu
pörsümüş yırtık pabuçlarından
kimsesiz bir çocuğun