Bilinç sıçramalarının yaşamla bütünleşmesi sükuneti gereksinir; Türkler, İslamiyet'e geçişin gerektirdiği bilinç sıçramasını uzun ve sakin bir zamana yayamadılar.
Önemsenmek, esirgenmek, kabul edilmek, birlikte üretmek. Var olacak kadar değerli olmak ya da olmamak; önemsenecek, korunacak, birlikte eyleşilecek kadar değerli olmak ya da olmamak: İşte bütün mesele bu.
Unutmamak gerekir ki bir mit yaşayan bir nesnedir ve her bireyin içinde katıksız yer alır. Eğer onun içinizde örülüp biçimlendiğini fark edebilirseniz, mitin katışıksız ve gerçek özünü elde edebilirsiniz. Herhangi bir mitten alabileceğiniz en değerli ürün, onun psikolojik yapınız çerçevesinde ne denli canlı olduğunu görme olanağıdır.
Deli Dumrul Boyu, bireysel psikoloji açısından bakıldığında ergenlik dönemine ait narsisistik sarsılmayı (ve belki patolojiyi) aktarır gibi bir izlenim vermektedir. Ancak ortaya çıktığı dönemin tarihsel olaylarına, sosyokültürel belirleyenlerine inildiğinde, şamanistik-animistik Türk'ün doğa-yanlı/ana-cıl ("matripetal") bilincinin, mutlak tinselliğin temsilcisi, baba-cıl ("patripetal") islamiyet'le karşılaşmasının, bu öykünün asıl teması olabileceğini düşündürmektedir. Pagan çoktanrılı ve anacıl Türk'ün, tektanrılı ve babacıl islamiyet'le buluşmasını, yaşanılan zorlanmaları sembolik düzeyde aktarmış olması açısından çok değerli bir "psikomitolojik" kaynaktır.