Sizi, bizi mutsuz, çok mutsuz ettiler. Ben bir saniye sonrasına bile umutla, sevinçle bakan biryapıya sahiptim. Artık o kişi kayboldu. O kadar kayboldu ki ben sanatçı Macideyi anlatmak üzere yola çıkmışken bakın nerelere
saptım.
Çok eski yıllarda, herkesin dürüst namuslu olduğu yıllarda ben de öyle olduğum için övünmüyor, bunun çok doğal olduğunu düşünüyordum. Oysa şimdi hırsızların, kaypakların, sözün bir kez, o da ağız denen kafadaki beyin ile ilişkili yerden çıktığını inkâr edenlerin veya bilmeyenlerin çoğunlukta olduğu günümüzde ne yazık ki övünülecek bir özellik diye düşünüyorum
'..eskiden eskiden küfür ve beddua nedir bilmezdim. Şimdi bu gördüklerime ağzımdan zincirleme beddua dökülüyor. Özet konuşmak gerektiğinde de küfrediyorum. Çok zaman bir veya iki sözcük, bir araba lafın yerini tutuyor.'
Bu ülke ne zaman doğru düşünecek? Eğitim, eğitim, eğitim!.. Aptal gibi ezberleyip sınıf geçmek değil; kültürle yoğrulabilmeyi öğrendiği zaman doğruyu bulacak. Köy enstitüleri, halkevleri kapatılmasa idi bugün Türkiye düze çıkmıştı. Kentlere akınolmayacaktı. Herkes işini, aşını, okulunu doğduğu yerde bulacaktı ve o doğduğu yere kök salacaktı. Köy enstitülerinde sağlık ocağından, ziraatten, marangozluğa, şiire, edebiyata, dokumacılığa kadar yaşamda gerekli olan her şey öğretiliyordu
'..günlerin birinde, bir milletvekilimiz televizyon kanalında, aldıkları paranın kendilerine yetmediğinin örneğini veriyordu. "Bu para bize hiç yetmiyor; mesela bir sünnet düğününe gidiyorsun, normal bir vatandaş bir milyon verse olur, ama bir milletvekili en aşağı 20 milyon vermeli" dedi.'
'Ankara tiyatro ağırlıklı olup, İstanbul'dan daha çok tiyatro konuşulur veya konuşulurdu. İstanbul'da konular para etrafında dönüyor, kimse kimseyi pek dinlemiyor. Herkes dağınık; galalarda, sergilerde, konserlerde dostluklar öpüşmede noktalanıyor'
Deneyimlerimiz, birikimlerimiz arttıkça sıkıntılarımız da artıyor. Altında ezilmemek için özel çaba gerektiriyor. Mutsuz oluyorsunuz. Çünkü artık saflığınızı duruluğunuzu kaybediyorsunuz. Aldanmanız kolay değil. Her anın, her şeyin fotoğrafını çeken, saliseleri size bildiren, vs.'yi size anlatan aletler, gün be gün daha hassas bir teraziye dönüşüyor. Sizde anlatılamaz bir mekanizma oluşuyor