Duncan Madsen Pirie, İngiliz bir araştırmacı ve yazardır. 1978'den beri faaliyette olan bir İngiliz neoliberal düşünce kuruluşu Adam Smith Enstitüsü'nün kurucu ortağı ve şu anki Başkanıdır.
Full name:
Duncan Madsen Pirie
Title:
Araştırmacı, Yazar
Birth:
Kingston upon Hull, Birleşik Krallık, 24 August 1940
Bir şeyi kaybettiğinizde “Elimden gitti” demeyin. “Ben onu sahibine iade ettim” deyin. Çünkü o size ait olsaydı var olduğunuz andan itibaren ona sahip olurdunuz.
Öncelikle kitapta yer alan filozoflar gerçekten değerli ve önemli isimlerdir. Sonuçta yazarımız
Madsen Pirie kendine göre belirlediği 100 filozofu ele almıştır. Kitapta her dönemden filozofa rastlamak mümkün. Ancak keşke İslam Felsefesinden de bir kişi ekleseymiş. Mesela Tasavvuf Felsefecilerinden olabilirdi. Mevlana, Şems, Yunus Emre gibi. Onun dışında kitaptaki filozofların kısa anlatılması başlangıç için yine harika bir kitap niteliğini almış.
felsefeye başlanmak üzere bir yolculuğa çıkıldığında etrafta çeşit çeşit materyal bulabiliriz. Doğrusu ülke şartları ve diğer açılardan bakıldığında hem ekonomik olarak hem de zaman olarak kısıtlı bir yarış içerisindeyiz. İşte bu yüzden "nitelikli bir seçici" olmak işe yarar. Peki bu eser okunmaya değer mi?
Felsefe tarihindeki en önemli filozofları anlatan bu eser (tabi "önemli" kısmı yazarın kendi fikri) Thales'ten Sartre'ye kadar uzanan bir listeye sahip.
Filozofun isminden sonra temel bilgilerinin ve söylediği önemli bir söz, ideolojinin bir de fotoğrafının bulunduğu ilk sayfadan sonra iki sayfa hayati ve bazı ideolojilerini anlatmış.
Bunu her filozof için yapması gerçekten güzel fakat bilgiler zaten bilinen daha çok Vikipedi okuyormuş hissi veren bir eser olmuş.
Bilgiler gerçekten çok az ve sadece genel kültür olsun, bir fikrim oluşsun tarzında bir katkı olabilir. Yine de akıcı bir tarza sahip ve okunabilir, felsefeye sıfırdan başlanmak için bu eser gerekir mi? Bence hayır. Okumadan da olur diyebiliriz. Bunun yerine çeşitli alternatif eserler ve materyaller bulunmakta.
"sözcükler bilge insanların araçlarıdır."
youtu.be/uOUvEw7mWkE
Diyojen : servet yerine cesarete ,gelenek yerine doğaya ,hırs yerine akla sığınırım. Sinoplu diojen, eski püskü kıyafetler giymiş,sıradan yemekler yemiş ve her türlü lüksden kaçınmıştır, eve gereksinimi olmadığını düşündüğü için bir fiçının içinde yaşamış ve bir çocuğun eliyle su içdiğini görünce tahta kasesini gereksiz bir lüks olarak görüp çöpe atmıştır.Büyük iskender kendisini ziyaret ettiğinde diyojeni güneşlenirken bulmuş ve kendisi için yapabileceği bir şey olup olmadığını sormuştur,diojen bunun üzerine gölge etme başka ihsan istemem demiştir.büyük İskender’in eğer iskender olmasaydım diojen olmak isterdim dediği iddia edilir.