Marina Ferretti Bocquillon

Marina Ferretti BocquillonEmpresyonizm author
Author
0.0/10
0 People
3
Reads
1
Likes
199
Views

Marina Ferretti Bocquillon Quotes

You can find Marina Ferretti Bocquillon quotes, Marina Ferretti Bocquillon book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
1886'dan itibaren, empresyonizm, "post-empresyonist" denilen yeni bir sanatçı kuşağının, neo-empresyonistlerin; Gauguin'in, Van Gogh'un, Toulouse-Lautrec'in, ayrıca Gauguin'in resmine duydukları ortak hayranlık sayesinde bir araya gelen, dekoratif sanata meraklı genç ressamların oluşturduğu heterojen bir grup olan Nabilerin ortaya çıkmasına yol açar. Monet ve Cezanne'ın yapıtları ise, ilk empresyonizmden tamamen uzaklaşıp, doğrudan doğruya 20. yüzyılın araştırmalarının habercisi olan bir sanata yönetirler. 1886'da, resim tarihinde yeni bir sayfa açılır.
Ancak 19 Temmuz 1870'te, Fransa'yla Prusya arasında savaş patlak verir. Degas, Manet ve Bazille savaşa katılır. Renoir da çağrılmıştır, ama Bordeaux yakınlarındaki Libourne'da atları terbiye etmekle görevlendirilir ve cepheden kaçar. Berthe Morisot Paris'te kalır, Cezanne ise Estaque'ta resim yapmayı sürdürür. İngiliz vatandaşı olan Sisley, İngiltere'ye gider. Monet ve Pissarro Londra'ya iltica ederler ve orada Turner'ın resmini hayranlıkla keşfederler.
Reklam
Cézanne, tarih kitaplarında "romantik" diye nitelenen ama kendisinin daha kabaca "gözü pek dönem" olarak adlandırdığı, yapıtlarının ilk dönemi boyunca, dini resimle de uğraşır,
Ancak portrenin şampiyonu şüphesiz Degas'dır. O da, hayran olduğu ve yapıtlarının koleksiyonunu yaptığı Ingres gibi, akrabalarının portrelerini çoğaltır; bu tablolar, türde ender rastlanan bir zeka pırıltısıyla öne çıkar. İtalyan olan ailesini resmettiği ve genellikle Van Dyck tablolarıyla karşılaştırılan Belielli Ailesi'nden beri Degas, büyülendiği ve gündelik yaşam sahnesinin sınırlarına taşıdığı bir sanatın analiziyle uğraşmaktadır.
Monet de, yaşamının sonlarına doğru kendi kendine şöyle itiraf etmiştir: "Ben sadece, doğanın önünde, en geçici etkiler karşısında izlenimlerimi yansıtmaya çalışarak, aracısız olarak resim yapmak gibi bir yeteneğe sahibim ve büyük çoğunluğunu izlenimcilikle hiç ilgisi olmayanların oluşturduğu bir gruba verilen adın sebebi olmaktan ötürü üzgü­nüm."
Her zamanki gibi, sergideki tabloları ironik bir üslupla tasvir eder. "Ah! Zor bir gün oldu; Bertin'in öğrencisi olan ve birçok hükümet tarafından madalyalara, nişanlara boğulmuş peyzaj ressamı Joseph Vincent'la birlikte, Capucines Bulvarı'ndaki birinci sergiye gitme riskine girdim," diye yazar ve ardından Renoir'ın
Reklam
2. Tarihsel resim. - Geleceğin empresyonistleri bununla birlikte, geleneksel olarak resimdeki büyük tür olduğu kabul edilen tarihi resimden de vazgeçemezler ve az çok başarıyla, bu türü, çağdaş konulara olan eğilimlerine adapte etmeyi denerler. Fantin-Latour vakası, bu bakımdan özellikle simgeseldir. Genç bir Alman ressam olan arkadaşı Otto Scholderer ona, Wagner'in müziğine duyduğu tutkuyu itiraf eder ve Fantin-Latour, kampazitörün en tartışmalı yapıtlarından esinlenen birçok önemli tablo yapmaya koyulur. Çünkü, başta Baudelaire ve Champfleury olmak üzere en ilerici eleştirmenler tarafından savunulan Wagner, o sıralarda "Müziğin Courbet'si" olarak anılmaktadır. Wagner, kendi resmini tarihi resimle karşılaştırmasına olanak sağlayan ve Fantin-Latour'un da dahil olduğu agresif bir modernizmi temsil etmektedir. Tannhauser'den Salme (1864, The Los Angeles County Museum of Art) gibi bir tablo aslında Fantin Latour'a, modernizmin kanatları altında, tarihi resmin en karakteristik özelliklerini iddialı boyutları, kalabalık figürleri ve konuşan hareketleriyle yeniden ele alma fırsatını sunar.
Cézanne, 1862'de Paris'e döner, Güzel Sanatlar Okulu'nun giriş sınavında başarısız olur. Paul Cézanne (Aix-enProvence) da tıpkı Bazille gibi, ikili bir öğrenim görmek üzere yola çıkmıştır. Aix-en-Provence'da, babasının arzusunu yerine getirmek için hukuk öğrenimine sürdürmekte, bir yandan da belediye okulundaki ücretsiz resim derslerine katılmaktadır. Cézanne, daha önce, 1861'de Paris'e gitmiş, İsviçre Akademisi'ndeki dersleri izlemiş, Louvre'u gezmiş ve okul arkadaşı Emile Zola'yı bulmuş, ama birkaç ay sonra, babasının bankasında staj yapmak üzere Aix-en-Provence'a dönmüştür. Paris'e 1862 yılının sonunda yeniden gider ve o günden itibaren Salon jürisine düzenli olarak yapıtlarını göndermeye başlar; jüri de aynı kararlılıkla yapıtlarını geri çevirir. Cézanne 1860-1870 arasında sadece bir kez yapıtlarını sergileme fırsatı bulabilir; arkadaşı Guillaumin gibi, katalogdışı sergilendiği ünlü "reddedilenler salonu"nda.
3. Nü. - Tarihsel resmin Salon'daki hakimiyeti sona ermek üzeredir; buna karşılık nü, hala duvarlardaki saltanatını sürdürmektedir ve yeteneğin mihenk taşı olmaya devam eder. Klasiklerin tercih konusu olan ve onların alegorik, mitolojik ya da kutsal kitaba uygun biçimlerde canlandırıldığı nü, genellikle Ingres'in La Venus anadyomene
Ambroise Vollard, Cézanne'ın yapıtlarını, 1892'de, Tanguy Baba'nın yerinde keşfeder ve ilk sergisini 1895'te düzenler. Renoir, Degas, Monet ve genç Julie Manet, bu sergiden tablolar satın alır. Faal bir satıcıdır, Cézanne'ın tablolarını sergiler ve fiyatlarını yükseltir. Onun sayesinde, Cézanne, gecikmiş bir ba§arı kazanır.
18 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.