Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mazhar Müfit Kansu

Mazhar Müfit KansuErzurum'dan Ölümüne Kadar Atatürk'le Beraber yazarı
Yazar
9.3/10
24 Kişi
106
Okunma
15
Beğeni
2.791
Görüntülenme

Mazhar Müfit Kansu Gönderileri

Mazhar Müfit Kansu kitaplarını, Mazhar Müfit Kansu sözleri ve alıntılarını, Mazhar Müfit Kansu yazarlarını, Mazhar Müfit Kansu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bu sırada emirber Ali odaya girdi, Paşa'ya hitaben : - Efendim yarına kömür yok, odun da yok! dedi. Paşa gülerek : - Bana ne söylüyorsun; Mazhar Müfit Bey'e müracaat et! cevabını verdi. Ali : - İki gündür söylüyorum, alınmasına emir vermiyor .. , dedi. Mustafa Kemal Paşa bana hitaben : - Yahu, niye emir vermiyorsun ? Bak, yarın kömür, odun yokmuş. Diyerek, Ali'ye döndü : - Yarın emir verir, haydi sen git, bize birer kahve pişir. Ali çıktıktan sonra Paşa : - Anladım, galiba yine para tükendi! dedi. Ben - Onun gibi bir şey, biraz kömürle bir iki araba odun almak çaresine bakarız. Kahveler geldi. İçtik. Ben - Hakikaten bu para meselesi ne olacak ? Dedim. Paşa da : - Kapa bu bahsi, şimdi yatacağız. Uykumuz kaçmasın, yarın görüşürüz... dedi. Ne görüşeceğiz? Paşa muvafakat etmiyor ! Para çaresi, bankalardan ödünç para almak ! Bahusus o zamanki rejiden ve bankalardan biraz ödünç para alınabilir idiyse de, Paşa, bankaları yağma ediyorlar, Celali eşkıyaları diye aleyhimizde propagandalara başlarlar, cümlesini düstur ittihaz ettiğinden, hiçbir taraftan, yani müessesatı maliyeden para alamıyorduk.
Zamanlama meselesi.
"Zamanında hiç bir şeyi kaçırmamak ve zamansız hiçbir şeye uzaktan yakından tevessül etmemek başlıca dikkatimizi teşkil etmelidir."
Reklam
Ben çok sinirli bir halde: "- Hepsi güzel, fakat biz burada beş altı kişi oturmuşuz, yalnız memleketimizle, Padişahla, Ferit Paşa ile değil, bütün dünya ile uğraşıyoruz. Para yok, asker yok, top yok, tüfek yok, velhasıl bu savaşımızı destekleyecek elimizde bir kuvvet yok. Buna çare düşünelim. Dedim. Paşa yine gülerek : - Azizim Mazhar Müfit bu senin dediklerinin hepsi olsa o zaman bu işi annem de görebilir. Marifet bu yokluk içinde muvaffak olmaktadır. Her nedense sen bu gece sinirlenmişsin. Haydi git yat, yarına kadar bir şeyin kalmaz. Dedi.
Paşa seslendi: - Ali bize kahve yap! Ali durakladı, Paşa : - Ne o? Dedi. Ali ses çıkarmadı, boynunun bükülüşünden şeker olmadığı anlaşılıyordu. Paşa: - Peki kahveleri sade getir. Diyerek ilave etti: - Hep kabahat Mazhar Müfit'te, şeker aldırmıyor! Şaka ettiği malumdu. Parasız olduğumuzu biliyordu, parasızlığa alışmıştı artık ve eskisi kadar üzüntü duymuyordu!
Tek tek her biri kendi ölçüsünde muazzam bir mesele olan ve haddi azamide enerji sarf mı isteyen bu meselelerle topyekun meşgul olmak, mücadele etmek; aksaklığa meydan vermemek, hedefe toplu gidebilmeyi temin eylemek, gerçekten çok çetindi ve bu işi yürütüp götürebilmek ancak Mustafa Kemal'in dev iradesine ve şefliğine bağlıydı.
Sivas Kongresindeki Manda Tartışmaları Üzerine Mustafa Kemal
"Bir milletin istiklal hakkını aramasından ve bu yolda gerekiyorsa son damla kanını akıtmasından daha tabii ne tasavvur edilebilir ? Şerefsiz, istiklalsiz, esir bir millet çocukları olarak yaşamak yerine, efendice ve kahramanca ölmek elbette ki şayanı tercihtir. Bunu anlayamamak ne garip mantıktır?"
Reklam
Milli dava ancak bu inan, bu irade ve azimle tahakkuk ettirilecektir. Yaşaması ve muzaffer olması gereken naçiz şahıslarımız değil, milli kurtuluşu temin edecek olan fikirlerdir.
-Paşam, Sivas'ta galiba manda meselesi bizi çok üzecek ve yoracak... Hakikaten Paşa'nın bam teline dokunmuşum. İdealist ve heyecanlı adam, birden yerinden fırladı ve : - Ahmaklar, memleketi Amerikan mandasına, İngiliz himayesine terk etmekle kurtulacak sanıyorlar. Kendi rahatlarını temin etmek için bütün bir vatanı ve tarih boyunca devam edip gelen Türk istiklalini feda ediyorlar
İradei samileri Bitlis valii sabıkı olup burada arkadaşları ile vatanî hizmetlerde bulunan Mazhar Müfit Beyefendi Hazretlerine tebliğ edilmiş ise de müşarünileyh şimdilik asılmak niyetinde olmadığını ... beyan buyurmuşlardır.
Sivas'a gitmek için yalnız murahhasları tayin etmiş bulunmak kafi değildi. Üç şey lazımdı : 1) Nakliye vasıtası, 2) Paşanın karargahını nakil, 3) Delegelerin ve sivil karargahın yol ve iaşe masraflarını karşılayacak para. Bunun ikisi kolaydı. Zor olanı üçüncüsü idi. Yani, para. Erzurum'a geldiği zaman Paşa'nın sekiz yüz lira kadar birikmiş parası vardı. Bizlerin de beş on kuruşumuz. Fakat meşhur şark sözüdür : - Bu ısıya kar mı dayanır?
284 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.