Hilafetin ilgasına şiddetle karşı çıkmakla beraber Millet Meclisi'nin bir şahs-ı manevi olarak halifeliği temsil etmesinde dini bakımdan bir mahzur görmedi. Kadınların tesettüründe gördüğü gevşeklikleri yazılarıyla önlemeye çalıştı. Hakkında af çıkmış olmasına rağmen, Türkiye'de İslami yönetimden artık geriye bir şey kalmadığını ileri sürerek yurda bir daha dönmedi ve 1954 yılında Kahire'de vefat etti.