Mehmet Ali Kılıçbay

Mehmet Ali KılıçbayEfsaneler ve Gerçekler; Osmanlı Devleti'nin Kuruluşu author
Author
Translator
8.4/10
23 People
157
Reads
29
Likes
4,410
Views

Mehmet Ali Kılıçbay Posts

You can find Mehmet Ali Kılıçbay books, Mehmet Ali Kılıçbay quotes and quotes, Mehmet Ali Kılıçbay authors, Mehmet Ali Kılıçbay reviews and reviews on 1000Kitap.
Osmanlı aydınının Batılı aydını ihanet eder görmesinin ikinci temel nedeni, Batılı Aydın'ın devletin dışında kalabilip entellektüeli oluşturmasına karşılık, bizim buraların aydınının devletin içine / içinde doğmuş olmasından ötürü, ilgi ve merakını yalnızca bu üst formasyona yöneltmiş olmasıdır. Osmanlı aydını yalnızca devlet için vardır ve bu anlayış bugün hâlâ sürmektedir.
Sayfa 172
... Osmanlı kültürünün Türkiye gündeminden düşmesine başlangıç yılı olarak 1923'ü değil de, 1950'leri, yani İstanbul'un Anadolu tarafından fethedilmeye başladığı yılları almak gerekir.
Sayfa 144
Reklam
Kavramlar objektif değil nötrdürler, yani kim kullanıyorsa onun işine yararlar. Daha da açıkcası, sıvı gibidirler, içine girdikleri kabın biçimini alırlar. Öyle, her yerde ve her ortamda aynı anlamda kullanılan hiç bir kavram yoktur; kesin bilimlerde, örneğin fizikte bile yoktur.
Sayfa 267 - Kesit YayıncılıkKitabı okudu
Yarım yamalak anlamak, hiç anlamamaktan daha tehlikeli oluyor.
Sayfa 255 - Kesit yayıncılıkKitabı okudu
Evet, ben cahilim ve gittikçe artıyor cehaletim.
Herkesin sahip olduğu bilgi, bilinenlerin ve bilinebileceklerin kavranamayacak kadar büyük kitlesine nazaran hiç mertebesindedir. Yani bilgi, bilinmeyenle çevrelenmiştir. Bilgimiz arttıkça, temasa geçtiğimiz bilinmeyen, dolayısıyla cehaletimiz artar.
Sayfa 254 - Kesit yayıncılıkKitabı okudu
Ne kadar ünvan, o kadar itibar!
Türk toplumu fazlasıyla nominalist. Bir şeyin adına sahip olmanın, onun aslına da sahip olmak anlamına geldiğini düşünüyor. Bu yüzden herkes, şu veya bu şekilde "önemli" olabilmek için, bu önemin gerektirdiği kazanımları elde etmek yerine, "önemli" sayılan ünvanı ne pahasına olursa olsun elde etmenin peşinde. Ünvan, bizimki gibi ülkelerde çabucak bir meta haline dönüşür ve almak için layık olmak değil de, bir şeyler vermek, verenin bir işine yaramak gerekir. Bu da yurttaşlığı değil, kulluk bilincini doğurur.
Reklam
Milliyetçilik adı altında ırkçılık meşrulaştırılıyor!
İnsanlarımızın çoğu hayali bir üstünlük duygusuna sahip ve tabii bunun uzantısı olarak, kendinen aşağı etnisiteler olduğuna inandığı için, eşyanın tabiatı gereği, üstünlerinin de olduğuna inanıyor. Dünyayla insan olma tabanında birleşmeyi ve bütünleşmeyi bir türlü beceremediğimiz için, ırkçı görüşlere ancak kendimiz söz konusu olduğunda karşı çıkıyor ve bunu da insanlık idealleri nedeniyle değil de, "Türklere bu nasıl yapılır?" zihniyeti içinde sergilediğimiz için, aslında ırkçılığı meşrulaştırmış oluyoruz. Türkler kendilerini insanlık ailesinin "mümtaz" bir unsuru olarak değil de, ötekilerle eşit bir üyesi olarak görmeyi beceremedikleri sürece, dünyada daha birçok aşağılanmaya uğrayacağımız kesindir.
Sayfa 51 - Kesit YayıncılıkKitabı okudu
Hatta Osman Bey bizzat bazı kroniklere göre, Hammer'in de naklettiği bir kroniğe göre amcasıyla sava­şıyor. Onu da öldürüyor. Buna mukabil kimlerle anlaşıyor. Bir sürü Rumlarla, Samsa Çavuş, Bizans tekfurlarıyla Mihailoğullarıyla, Evrenus Bey'le vs.
Seçim sandıklarındansa söz etmiyorum, çünkü demokrasi oyununun bu fetişi, insanlarda kaderlerine egemen oldukları yanılgısını yaratmaktan başka bir işe pek yaramamakta, üstelik bir de tıpkı bir sihirbazın kızı kestiği sandık gibi, gerçeğin iyice saptırılmış bir görüntüsüne inanmamızı da sağlamaktadır.
Sayfa 99
133 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.