Batı dünyası ,yaşadıkları Rönesans'la yeni bir döneme girdiklerini ve önemli gelişmeler yaşadıklarını iddia ederlerken bile ,"dünya yuvarlaktır"diyen Galileo'yu yargılamakla meşguldü. Yani biz gemileri karadan yürütüp İstanbul'u çoktan fethetmiştik.
Modern dünyanın bireyi meta haline getirmedeki en önemli silahı, insani ihtiyaçların yolunu kesip sevgiden, aidiyetten, saygıdan yoksun kimlikler ortaya çıkarmak. Zihinlerde kalıplaşmış fikirler üretmek, yalnızca açlığa , susuzluğa, barınmaya odaklanmış düşünceler hazırlamak;samimiyet kavramını yitirmiş ,kendi mutluluğu ve hazzı için dünyayı yakabilecek vahşi ,ruhsuz kişilikler meydana getirmek.Çünkü bulanık,afyonlu zihinler dinamikliği ve gelişmeyi temellendiremez; hızlı kabul eder ,çabuk boyun eğer, gücü eleştiremez,hakkı söyleyemez,kendi gibi olmayanı maddi ve manevi her cihetten ortadan kaldırmak için saldırır.
Yalandan kasıt tüm gerçekliğiyle batı! Tarih boyunca zulüm, kan dökme, sömürü, şeytani planlar ve daha bir çok kötülükle insanlığa kara leke olan Batı tüm bu insanlık dışı eylemlerini yaparken kendini "medeni" göstermeyi bir şekilde başardı! En çok da batı yalakaları sayesinde başardı bunu!
Tüm bu sürecin bir yalan olduğunu bilen yazarımız kısaca bir not hazırlamış bizler için. Ama en güzeli kitabın Kudüs mesajıyla bitmesi olmuş. Batı hayranlığı olanlar için hayal kırıklığı olabilir, vesselam...