Bazı insan ses etmez. Ses eden yerlerini öyle kırmıştır ki biri, güç bela ettiği ses hiçbir yere dokunamadan dağılır gider uzay zaman düzleminde. Edemez işte. Edemedikçe bırakır sesinin telif hakkını başka birilerine.
...
Korkar yani, sıktığı kelimelerin hedefi bulamamasından korkar. Derdini anlatacağı, belki hiçbir zaman ulaşamayacağı kalplerden korkar. Kokan vicdanlardan, burunları stratosfere ulaşmış kibirlerden korkar. Özgüvenler ülkesinde, bir böcek misali, ezilmemek için saklanacak delik arar.
....
..... kardeşsiz çocugun oyun oynaması gibi tek taraflı yapılır diyaloglar. Attığı taşlar ürkütmek yerine eğlendiriyorsa muhatap kurbağaları, küstüğü dağların yanına bile yaklaşamıyorsa, sözcükleri bumerang gibi dönüyorsa kendine konuşamaz insan. Sesi içine kaçar.
Dip dibe, su üzerinde uyuyan su samurları gibi birbirlerine sokulmuştu kalpleri.
..
Yanında ritmik olarak atan kalpte, yerkürenin çekirdeğine inip, tüm dünyanın kaderini gördü. Sessizliği ile aya gidip, insanoğlunun yalnızlığını gördü.