Düşünce dünyasının temelinde iman olan Kösoğlu, medeniyet, kültür gibi kavramları da bu esas üzerinden şekillendirir:
"Her medeniyet bir iman hamlesinin ürünüdür. Yeni bir imanla motive olan belirli bir topluluk, dünyasını yeniden tanzim eder; o imanın belirlediği bakış açıları ve ölçüler içinde hayatı yaşamakla özgün bir üslup kurmuş, bir kültür gerçekleştirmiş olur. Medeniyet yahut kültür bu anlamda, toplum hayatının belli bir iman çerçevesinde gerçekleştirilmesidir. Bu oluşumda iman, kurucu gücü teşkil eder; imanın muhtevası ise üslubu belirler. İnsan açısından iman, tam bir bağlanış, teslimiyet, güven ve sonuçta, ruhun iman edilen şeylerle motivasyonu olayıdır. İmanla, cemiyette bilkuvve mevcut olan güç, bir sosyal gerilim, bir hayat hamlesi olarak tezahür etmeye başlar. Cemiyet bu güçle hayat meselelerini çözmeye, dünyayı yeniden tanzim etmeye yani kendi kültürünü inşa etmeye başlar. İmanın mevzuu, şüphesiz insan, varlık hakkında genel bir anlayışı ifade etmeli ve beşeri ilişkiler konusunda ölçüler vermelidir... Cemiyet bu imanın verdiği bakış açılarından varlığı kavrar, değerlendirir, bu ölçülere uygun olarak beşeri ilişkilerini geliştirir. Böylece, aynı bakış açıları ve ölçüleri içinde yaşanan hayat müşterek bir üslup kazanmış olur. Medeniyet, kültür hadisesinin temeli, motive edilmiş bu ruh gücüdür; kuran, yapan bir güçtür. Bu güç imanın bakış açıları ve ölçüleri ile ölçülenmiş olduğundan hayata bütün açılışları yani amelleri bu ölçülere uygun olarak gerçekleşir."