“Babam hala çalışma odasında hapisti. Belki de babam gizliden gizliye Batman’di. Bruce Wayne de angutun tekiydi sonuçta. Bu teori birçok şeyi açıklardı.”
Derin bir nefes aldığını duyuyorum. "Sophia, benimle gelmek ister miydin?" Diyor hızla.
"Tabii," derken buluyorum kendimi. "Gelirim. Uygun olursa? Arkadaşların sorun eder mi? Gelmemi istediğine emin misin?"
"Gelmeni istiyorum," diye cevaplıyor.
"İnsanları rahatsız hissettirdiğim söylenir. İsteyerek yapmamam fark ettirmiyor. İnsanlarla ilgili kurallar her zaman mantıklı değil. Tanıdığım herkes beni düzeltmeye çalışıyor. Herkes, eğer diğer herkes gibi olabilseydim daha mutlu olacağımı düşünüyor."
"Ah, saçmalık bu." Sesinin sert tonu beni şaşırtıyor. "Ve, hayır beni rahatsız etmiyorsun, hem de hiç ama insanların sana bunu hissettirmesi beni çok kızdırdı. Onları rahat hissettirmek senin görevin değil. Belki de kesinlikle etmek için kendini hırpalayıp durması gereken sen değilsin. Belki de mükemmel olan sensindir ve herkesin gözlüklerini değiştirmesi gerekiyordur."
Bir kitap ne kadar tatlı olabilir bilmiyorum ama çok tatlı bulduğum bir kitaptı.
En önemlisi saçma lise dramaları yok, saçma dramalar yok sadece o gülümseten sevgiyi hissetmek istiyorsanız okumalısınız.
Ama olay şu.
Daha zamanımın dolduğunu sanmıyorum. Zamanım sonsuz olmayabilir, kendi TARDIS'imi, posta kutusundaki solucan deliği ile zaman ve mekanı alt etmeyi keşfedebileceğinden şüpheliyim. Ama belki de kendi çapında başka gizemler çözebileceğim kadar zamanım vardır. Her şekilde, sanırım kendime denemek için zaman vereceğim.
İlk sayfalarda "Ben ne okuyorum?" ya etkisi yaratan daha sonra zamanla atmosferine alıştığım bir kitaptı. Yazarın dili fazlasıyla basitti. Gereksiz argo kullanımları vardı. Ayrıca okuyacaklara söyleyeyim liseli ergenleri okuyoruz bu kitapta. Kitabı okurken fark ettim ki lise aşkı okumak hiç bana göre değilmiş :D Hiç ciddiye alamadım karakterlerin ilişkilerini. Ama ortaokulda okusaydım bu kitabı çok severdim sanırım.
Konusu:
Sam ve arkadaşları okulda zorbalığa uğrayan ezik tiplerdir. Bir gün sınıfa Camilla adında bir kız gelir ve hepsinin hayatları bir anda değişir.
Biraz cringe, biraz klişe ve biraz da sevimli bir hikayeydi. Kafa dağıtmak için okunabilir.
Öncelikle şunu söylemek istiyorum, ben kitaba ilk başladığımda biraz ön yargılıydım ve kitabı sevmiceğimi düşünüyordum çünkü yazarın diline alışamamıştım ve olaylar çok yavaş gelmişti bana. Ama bir süre sonra hem yazarın diline alıştım hem de karakterler ilgimi çekmeye başladı, çok sık gördüğümüz özellikleri olmadığı için ister istemez insanın ilgisini çekiyorlar bence. Ve kitabın sonlara doğru aslında kitabı sevdiğimi fark ettim. Umarım siz de benim gibi bu kitaba bir şans verirsiniz:)