Öncelikle söylemek istediğim; ürkütücü, soğuk, tekinsiz bir masal okumak istiyorsanız, bu kitap tam size göre. Küçük bir çocuğun bilincinden anlatılıyor her şey. Onun zamanla, büyüdükçe yaşadıklarıyla, farklılaşmalarıyla ilerliyor. Ama romanın atmosferi hep aynı karanlık, çürümüşlük. Bilinmeyen bir köydeki garip inanışlar, ritüeller yaşantıyı yönlendiriyor. Bu köyde son nefeste bile acı çektirmek gerekiyor. Yaşayabilmek için ölmüş gibi yaşamak gerek. Acı çekmelisin ama arzu duymamalısın çünkü arzu hayat verir sana, neşelenirsin. Ölüm olmalı her nefesinde, sürekli elele. Yaşadıkça çirkinleşmelisin.
Açıkçası son zamanlarda okuduğum en garip romandı. Konu ve anlatılan yaşantı çok rahatsız ediciydi. Ancak yazarın konuyu işleyişi ve okuru bu atmosfere sokabilmesi açısından çok başarılı buldum. Yaşam enerjisi veren mor salkımların, rengarenk tabiatın ölümle bu kadar içiçe olup ayrılmaz görünmesi bence kitabın esas olayı.
Kitapla ilgili olarak Marquez “Rodoreda beni allak bullak etti” demiş. Ben de allak bullak oldum ama sevip sevmeme arasında kararsız kaldım.
Ölüm ve BaharMerce Rodoreda · Alef Yayınları · 202219 okunma
Çok acı çektikten sonra çekilen derdin acısı uzaklara gitmiş gibi oluyor ve çok uzakta olduğundan artık o kadar güçlü değilmiş gibi, her şey öyle silikleşiyor…
…çünkü arzu yaşatır, işte bu yüzden korkutuyor onları. Arzu korkusu onların içini kemiriyor. Arzu duymamak için acı çekmek istiyorlar, daha küçücükken yaralarlar seni ve başının arkasına korkuyu çivilerler… arzu hayat verdiği için sen büyürken öldürürler arzunu… her şeyin arzusunu…
Toprak ile hava arasında yaşayan ve sudan oluşmuş insan, altında toprak üzerinde hava olan nehir gibi tutsak yaşar. Nehir insan gibidir, hep çizilmiş aynı yoldan akar, ve eğer nehir artık tahammül edemeyen bir insanın kalbi gibi taşarsa bir yasa onu tekrar yoluna sokar.
Bu kitap aslında oldukça duygusal konuları ele alıyor. Kadın sorunundan tutun iç savaşa kadar bir çok acı olayı anlatıyor ama bunu öyle yavan bir üslupla yapıyor ki tarif edebilmem mümkün değil.
Merce Rodoreda baharın içinde ölümü kaleme almış. Morsalkımların,atların,otların ve çiçeklerin içinden geçip de bu denli rahatsız olmak, dehşete düşmek mümkünmüş meğer. Ritüeller... Romanı tanımlamak için doğru kelime değil belki ama yazar sanki anlatmak istediklerini bu ritüeller üzerinden aktarmaya çalışıyor gibi. Aslında korkunç bir belirsizlik var metinde, zamanın dışında, çok benzersiz bir dizi mit ve ritüele ev sahipliği yapan bu belirsiz yer biraz şaşırtıcı ve rahatsız edici. Baskıya karşı umudu ve özgürlüğü, bahar ve ölüm kavramları üzerinden bu denli soğuk tonda işlemek bence çok büyük bir başarı. Çok çok sevdim.
Ölüm ve BaharMerce Rodoreda · Alef Yayınları · 202219 okunma
"Maraldina'nın eteğindeki, ruhu kaçmış ölülerin gömüldüğü mezarlığa, üzerine bir işaret koymadan gömmüşlerdi, bundan emindi ama nereye gömdüklerini tam olarak bilmiyordu, bu yüzden Maraldina'ya yaklaştıkça hep onun üzerine basacağım diye korkardı."