‘Bir roman bir yol boyunca gezdirilen aynadır.’ alıntısıyla başlıyor Kırık Ayna , kırık bir roman okuyacağımızı da hissediyoruz. Sonra kendimizi üç kuşağı dinlerken buluyoruz ama soru işaretleriyle.. Yanıtların çoğu havada asılı kalıyor.
.
Bir balıkçının kızı olan Teresa hem sever hem sevilir, anne olur, büyükanne olur. Yasak aşklar da girer hayatına, beklenmedik ölümler de. Ama ev hala ayaktadır, bahçe de. Sanki tüm karakterler misafir, mekanlar sahiptir..
.
Merce Rodoreda 6 yılda yazar Kırık Ayna’yı, diğer eserleri doğurmuştur bu kitabı,bir şekilde bölümler şekillenmiştir ve altı yılın sonunda otobiyografik özellikler de taşıyan üç bölümlü bir eser ortaya çıkmıştır.
İlk ve ikinci bölümlerde mesafeliydim anlatılanlara, üçüncü bölümde yakaladı beni Kırık Ayna, bir de yazarın son sözüyle. Karakterlerin (özellikle Jaume ve Masdeu)iç dünyasına daha çok girmek istedim, tarihsel bir arka planın eksikliğini hissettim.
Yazarın Ölüm ve Bahar ile Güvercinler Gittiğinde adlı eserlerini de merak ediyorum, onları okursam Kırık Ayna’yı da daha iyi anlayacağımı düşünüyorum nedense…
.
Suna Kılıç Katalanca aslından çevirisi, Sinan Kılıç kapak tasarımıyla ~
Kırık Ayna, #birazdabutik grubuyla okuduğum Katalan Edebiyatından olan ilk kitap. Hem geleneksel hem modern edebiyatın tüm olanaklarını kullanan yazar bir aileyi üç kuşak boyunca anlatır. Yazara göre çok miktar sezgi, belli bir miktar öngörülmeyen, ruhun can çekişmeleri ve dirilmeleri, coşkunluklar, hüsranlar barındırır. Okuması kolay bir kitap değildi bana göre. Uzun paragrafların ve çok fazla karakterin yer alması bunun sebebiydi diye düşünüyorum. Konu sürükleyici ve anlatım akıcı olmasa devam etmem zor olurdu ama en nihayetinde bitirdim. Kitabı sevdim ve hikaye üzdü beni. Aklımda yer edecek bir kitap oldu.
Son derece incelikle yazılmış romanın üslubu ciddi, aynı zamanda oyuncudur; olguların diliyle duanın sesi arasında gider gelir, sonra vasatın ötesine yükselir. Güce, sıkışmışlığa, umuda dair bir romandır bu: umudun özgürleşmek için yapılan en küçük jestlerde gizli olduğu...
Ölüm ve BaharMerce Rodoreda · Alef Yayınları · 202219 okunma
Yazarı her ne kadar duygusal bir roman olmadığını iddia etse de benim son zamanlarda okudugum en dokunaklı romandı. Muhteşemdi. Dili,anlatımı, benzetmeleri....
Katalan edebiyatının önemli yazarlarindan Mercè Rodoreda feminist edebiyat araştırmalarının da konusu olmuş.
1930'lu yılların Barcelona 'sında iç savaş döneminde, hayata tutunmaya çalışan Natalia (Colometa)'nın hikayesini okuruz bu eserde. Çok canlı bir anlatımı var romanın.Okurken o sokaklarda gezen , yağmurun altında ıslanan,dökülen yaprakları izleyen iş bulmaya çalışan,özleyen, seven üzülen karakter Natalia değil adeta siz olursunuz .
Ve bir aşkın nasıl emek emek örüldügüne tanik olursunuz
Ve bence tıpkı Raskolnikov gibi, Samsa gibi ,Emma Bovary gibi edebiyatın unutulmaz karakterlerinden biri olur Natalia.
Iste bunun için okuyun.
Gabriel Garcia Marquez 'in de çok severek okuduğu gibi...
Okuduğum en iyi beş kitaptan biri. Veya üç. İki de olabilir. "Edebiyat nedir? " Sorusundaki soru işaretinin dünyadaki en güçlü soru işareti olduğunu düşünün. İşte cevabı bu roman.
Ölüm ve BaharMerce Rodoreda · Alef Yayınları · 202219 okunma