“Sanat” dedi Bee ayağını ayakkabısına geri sokarken, “ son derece kişisel ve mahrem bir şeyin ifadesidir. Sanat, kendi dünyanı başkalarıyla paylaşmaktır ki böyle bir anlığına da olsa seninle aralarında bir bağlantı hissedebilirler.”
Öncelikle şunu söylemeliyim ki, senenin ikinci kitabı olarak böyle bir kurgu seçtiğim için kendimi çok şanslı hissediyorum.
Bu kitabın bilinç uyandırmak ve farkındalık kazandırmak açısından çok önemli bir yere sahip olduğunu düşünüyorum.
Yorumumu özenle yazmaya çalışıyorum çünkü bu konunun da toplumumuzda hassasiyet içeren bir yere sahip olduğunu biliyorum.
Trans bir bireyin kendi iç dünyasını, korkularını, hayallerini, toplumda bir yer edinme çabasını(maalesef dünyanın her neresinde olursak olalım, peşimizi bırakmayan önyargılarla boğuşuyoruz) gayet başarılı bir şekilde anlatmış yazar. Belki de yazarın da içinde bulunduğu bir durum olduğu için bu kadar içimize işliyor her bir sayfa.
Ayrıca kitabın sonundaki yazarın notu da çok kıymetli ve umut vericiydi.
Eğer Kızın Olsaydım adlı bu kitap, kitaplığımda çok önemli bir yer kazandı. Şiddetle tavsiye ediyorum, iyi okumalar :)
Bir erkekmiş gibi davranan ve kendini öldürmeyi düşünen o zavallı kızı düşündüm ve bunu görmesini, hissetmesini, böylelikle bir gün onun da bedeniyle barışacağını, hatta o bedendeyken güzel şeyler hissedeceği gerçeğini anlamasını istedim.
Aslında sadece kendin olmanın bile çok zor olduğu dünyada kendisi olmaya çalışan bir kızın hikayesi. Zehirli kalplerin onu etkilemesine izin verip intihara kadar sürüklenmiş ancak sonra çok daha güçlenmiş. Yanlış kişilere güvenip hata yapmak, duygulara yenik düşmek ve normal olduğu halde normal olmaya çalışmak gibi aslında çok basit ama zor olan şeylerin anlatıldığı kısımlar etkileyiciydi. Nefes kesen yerler olmadı, genel hatlarıyla kitap zaten aksiyon kitabı da değildi, çoğı şeyi tahmin etseniz bile yazarın neredeyse kendisini yansıtmış oluşundan dolayı o mükemmel anlatımıyla, sadece kendisi olmak isteyen bir kızla empati yapmamanız mümkün değil, toplumsal veya biyolojik cinsiyet hakkında bilgi sahibi olmak, empati yapmak, dünyayı daha barışçıl, sevgi dolu ve olması gereken bir yer haline getirmek isterseniz mutlaka tavsiye ederim.
Okuduğum en güzel en farklı kitaplardan biri olabilir ilk kez böyle bir kitap okuyorum
‘Eğer Kızın Olsaydım’.
Kitap trans bir bireyi anlatıyor onun yaşadığı zorluğu , insanların ne kadar kötü davrandığını , ve şiddete maruz kaldığını.
İlk adıyla Andrew , yeni adıyla Amanda.Karakterimiz trans bir birey ve gittiği okul da bunu anlayan bazı insanlar yüzünden şiddet görüyor,zorbalıklar yaşıyor.Amanda’nın bu süreç de yanında annesi var , maalesef babası başka bi eyalette yaşıyor .. Amanda , babasının yanına gidiyor orada Lambertville Lisesine başlıyor tabi ki içinde hep bir korku var zorbalık yaşamaktan , şiddet görmekten korkuyor çünkü hayatı boyunca kendini korumuş , duvarlar örmüş ve sevgisiz kalmıştı aslında buna hayat denir mi bilmiyorum . Yeni okuluna başladığı zaman istediği tek şey arkadaşlıklar edinmekti nihayet öyle oldu da Amanda kızlarla tanıştı Layla,Chloe,Anna,Bee ve erkeklerden Grant ve Parker.Bu yeni arkadaşlıklar ona iyi gelecek mi bilmiyordu . Fazla spoiler vermek istemiyorum ama Amanda’nın Grant ile bir ilişkisi olacak , onun ona ne kadar iyi geldiğinin farkında ama sırrını öğrenmesinden korkuyor ve bu sırrı tek bir kişi ile paylaşıyor .. O da Bee .. Fakat bu sır bir gün ortaya çıkıyor ve herkes öğreniyor.
Daha sonra neler olduğunu merak ediyorsanız , okumaya davet ediyorum .
Farklı ve bakış açılarını değiştirecek bi kitap
Kitaplarla kalın.