Merve Yalçın

Merve YalçınEdebi Çehrem author
Author
4.0/10
1 People
8
Reads
0
Likes
185
Views

Merve Yalçın Quotes

You can find Merve Yalçın quotes, Merve Yalçın book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Tanımsızlaştırılmış 'Aşk'
Aşk... Tek hece, 3 harf lakin, 2 insan değil. Çevre, öyle farklı algılar olmuş ki bu kelimeyi... Çoğu aşk acısı çekiyor, kişiliği henüz aşkı tanımlayamadan. Halbuki şunu fark edemiyorlar; Aşk, bir insana, var olana, var olmayana duyulan sevgiden birkaç adım öte bir his. İnançlara olan aşk. Anneye, babaya ve aileye aşk. Sevgiline aşk. Çiçeğe, börtü böceğe aşk vs. vs. Çevre yalnızca 3. maddeyi seçiyor. Ölüyor bitiyor ve onun acısını çekiyor. Halbuki farkında değil, inancı olmayan aslında inanca olan aşkının acısını çekiyor. Annesini ağlarken görüp, ona duyduğu aşktan sol yanı alev alev olan evlatlar var belki. Yahut anne aşkını tadamayan lakin acısını çeken... Baba aşkının acısını çekenler var mesela. Hayatında ilk tanıdığı, sevdiği, güvendiği ve ilk aşk duygusunu hissettiği erkek tarafından ihanete uğramış evlatlar vardır belki de kim bilir... Aşk çok çeşitlidir kısacası. Her türlüsünü yaşamak güzeldir, acısını çekmedikçe elbet. Çevre, ezberletilmiş olan aşk tanımından kurtulmalı kısacası. Çünkü aşk, tanımlandıkça güzeldir. Hak etmeyeni, hayatımıza dahil etmedikçe elbet.
Ölümcül Günah
Gerçekten mutluyken asla söz verme. Hüzün gelip çattığında verdiğin sözü tutamazsın. Ve o an kimsenin seni anlamasını bekleme. Çünkü insanoğlu; sonuna kadar mutluyken yanında, hüzün bastırdığında hadi eyvallah... Sinirliyken asla ciddi kararlar verme. Öfken yatıştığında şeytan seni terk etmiş olur, şeytanın beynini doldurduğu o ciddi kararla yapayalnız kalır, ceremesini de yine tek başına çekersin. Çevrendekilere ölümsüzlermiş gibi davranma, onları kırma. En değerlilerini kaybettiğinde, kırdığınla kalır, kendin de kıra döke, pişmanlıklarla dolu bir hayat yaşarsın. Ve henüz mağlup olmamışsan, kimseye kulak asmadan başarmaya odaklan. Çünkü kimse başarını hazmedemez. Yaşadığın hayatı asla küçümseme ve adalete inan. İşte yapamadığım tam da bu...
Reklam
Başlıksız
Eskilerden kalma birkaç çocukluk fotoğrafım var elimde. Bir onlara bakıyorum bir de aynaya. Bir o zamanki Merve’ye bakıyorum, bir de şimdikine. Kendimi yaklaşık 12 sene öncesiyle karşılaştırıyorum. Fotoğraf karelerindeki yaşım 2. O zamanlar yüzümde hiç eksilmeyen sıcacık bir gülümseme ve nedeni belirsiz bir mutluluk var. Herkes tarafından çok sevilmenin verdiği mutluluk olsa gerek. O zamanlar sevginin gerçeğiyle sahtesini ayırt edemediğim için tüm oyun arkadaşlarımı fazlasıyla seviyorum. Şimdi mi? Şimdi, arkadaşlarım oyun oynar olmuş bana. Sevginin de dostluğun da sahtesini ayırt edebilecek olgunluktayım. ’Kardeşim’ dediğim el üstünde tuttuğum insanların bana gösterdikleri yapmacık sevgilerinin de farkına varıyorum. Pişmanım fazlasıyla. Lakin pişmanlığım; hiç değmeyecek insanlara fazla değer vermemdir. Pişmanlığım; hiç değmeyecek insanlara ’kardeşim’ dememdir diye düşünüyorum. Biraz öfke, biraz pişmanlıkla oluşan gözyaşımın elimdeki fotoğrafa düşmesiyle kendime geliyorum ve diğer elimdeki kahve fincanını masanın üzerine bırakıyorum. Fotoğrafa son bir kez daha bakıp; ’mutlu olmak için çok sebebim var’ diyorum. Söylediğime kendim bile inanmıyorum aslında...
AYNALI PENCEREM... Aynalarıma çarpar oldu, dilde tükettiğim... Ruhum yitik, bitap düşmüş, en büyük engelim. Satırlarımı seyyahlaştırdım, ‘’huzur’’ adını verdim. Lakin huzuru bozan bu somut engeli görmezden gelemedi benliğim. Elbette aynalar. Onlar bana hala illegal. Görmemeliyim. Her seferinde ayrı izler, ayrı düşler. . Önce zihnime,
Bu yüzdendir ki; insan bir ayna arar, yalnızlığını silip atsın.. Bir de pencere arar ki, ‘’aşk’’ hissini tatsın.. Aynalı olsun bizim pencere.
Her yaşın bir güzelliği yok !
Ya tam ortasındayım cehennemin ya da sonumun başlangıcında. Yanan bedenim değil. Vicdan ve merhametim. Onların taze külleri kasıp kavuruyor içimi. Gülüşüm bunu saklarcasına samimi. Gözlerim her şeyin farkında lakin çaktırmamakta kararlı. Yanılgı payı yok. Kalbim olmayacağını bile bile bu ateşten sökülüp de kaçmak için fırlarcasına atıyor. Kavrulan hislerim küfür ettiriyor bana. Derken yine cömert ellerim feda ediyor kendini, sistemin azizliğine uğrayıp... Ardından basıyor kalemi kâğıda, karşılığını alamayacağını bile bile kendinden veriyor. Lakin o da beni suçlamakta kararlı. Sanki şu ana dek ‘’bu da olmadı, gönder çöpe Merve’’ dediğim tüm satırlarımın hıncını alıyor. Vicdan ve merhametimin yok oluşunu seyrederken ben, bir yandan gülümsüyorum. Sırf nedeni sorulmasın diye gelen her hal hatıra ‘’iyiyim’’ cevabını veriyorum. Yazık ki ne yazık...
Reklam
Bu yüzdendir ki; insan bir ayna arar, yalnızlığını silip atsın.. Bir de pencere arar ki, ‘’aşk’’ hissini tatsın..
Aynalarıma çarpar oldu, dilde tükettiğim.. Ruhum yitik, bitap düşmüş, en büyük engelim. Satırlarımı seyyahlaştırdım, ‘’huzur’’ adını verdim. Lakin huzuru bozan bu somut engeli görmezden gelemedi benliğim.
Aşk, bir insana, var olana, var olmayana duyulan sevgiden bir kaç adım öte bir his.
Varlık kavramını, yalnızca dokunuşlarla sınırlandıran kör cahillere selamım olsun o halde bu satırlar.
15 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.