Metin Önal Mengüşoğlu Posts
You can find Metin Önal Mengüşoğlu books, Metin Önal Mengüşoğlu quotes and quotes, Metin Önal Mengüşoğlu authors, Metin Önal Mengüşoğlu reviews and reviews on 1000Kitap.
Ben demekten, diyebilmekten bir ömür sakındırılmış bir toplumun üyeleriyiz bizler. Ben diyerek teke indirgemekten, kendimize ait kılmaktan, yalnızca ikimiz oluyor gözükmekten utanırız. Aslında söylemek istediğimiz yine de ben içindir. Ama bunu biz ile kamufle ederek ortaya koyarız, yüzümüzün kızarmaması için.
Sayfa 158Kitabı okuyor
İmdat ve medet Allah'tandır.
Sayfa 156Kitabı okuyor
"Ve Monna Rosa" şiirin son bölümüdür. "Peygamber çiçeğinin aydınlığında ara/ Sana doğru uzanan çaresiz ellerimi." Diyerek umudunun tükendiğini, vuslatın imkânsızlığını dile getirir ve bir teselli aradığını ilan eder. Daha sonraları kaleme aldığı "Sessiz Müzik" şiirindeki ünlü dize belki de o günlerin anısına karalanmıştı: "Bu ırmağın ortası yoksa seni mi hatırlayacağız." Irmak kelimesinin ortasındaki M harfini atınca, ortaya çıkan, ırak, kelimesi, şairin bir beklentisinin, bir ömür kendisine azap veren ve asla vuslatı mümkün olmayan bir arzusunun terennümü sayılabilir.
Sayfa 143Kitabı okuyor
Umutsuz bir sevdadır bu besbelli.
Sayfa 142Kitabı okuyor
"Kur'andır diriltici olan.
Yol gösteren, yol açan.
Kaybolan vakti uyandıran.
Korkulacak olandan korkutan.
Umut veren, muştu taşıyan.
Karanlık olana ışık saçan.
Işıtan, aydınlatan.
Baş ve önder Kur'andır."
Sayfa 127Kitabı okuyor
Sözgelimi Eskişehir Odunpazarı mevkii, Anadolu'da Müslümanların inşa ettiği yepyeni bir şehirdi. Şimdiki adının Eskişehir olmasının sebebi Anadolu'da bizim kurduğumuz en eski şehir olmasındandır.
Sayfa 123Kitabı okuyor
Modalar daima gelip geçici, erken eskiyen uygulamalardır.
Sayfa 120Kitabı okuyor
Batı medeniyetini tehlike medeniyeti olarak isimlendirir. Dinamiti icat eden adamın oradan kazandığı para ile Nobel ödülünü ihdas etmesindeki trajediye işaret ederek eleştirilerini geliştirir. İnsanlara ödül dağıtanın aynı zamanda insanları toplu katliama maruz bırakan kimseler olmasındaki ironi üzerinde düşünülmelidir.
Sayfa 111Kitabı okuyor
"Müslümanlar birlik şuurunu unuttu yine. Çin'deki bir Müslüman'ı, Kuzey Afrika'daki bir Müslüman'ı düşünmedikçe, onun durumunu takip etmedikçe, bir gün ikisinin de hürriyetini yitireceğinin muhakkak olduğunun idrak şuuru yine unutuldu."
Sayfa 108Kitabı okuyor
"Işık tut Rabbim
Kur'anın aydınlığını yay gönlümüze
Peygamber duasını eş et bize."
Sayfa 99Kitabı okuyor
Müslümanların gerilemelerinde Kur'an'dan kopukluğun büyük payı olduğunu görmekte ve böyle düşünmektedir.
Sayfa 86Kitabı okuyor
İstiklal Marşı
Türkiye Cumhuriyeti'nin Bağımsızlık Marşını yazmak, Akif'in ufkunun ne kadar yüce olduğunu göstermiştir. Sezai Karakoç bu hususu şöyle dile getirir:
"Kafkaslarda, Çanakkale'de kan, Müslüman Türk kanı, yere silinmez şahadet çizgisini çeker. Akif de bu günlerde her yurtsever gibi, heyecandan heyecana, umuttan umuda, en beyaz renge, en yeşil duyguya, en kara kötümserlikten en ak iyimserliğe geçer durur. Sessiz, fakat müthiş Türk meydandadır. Bunun destanını yine Akif yazacaktır."
Sayfa 83Kitabı okuyor
İnsan, düşünmelidir, nereden, nasıl geldi? Doğumlar neyin nesidir? Niçin geliyoruz dünyaya ve nereden geliyoruz. Ve niçin bir müddet sonra terk edip ölüm sütunuyla beraber gidiyoruz? Neden mesela insanları öldükten sonra gömüyoruz? Bu hayat neyin nesidir?
Sayfa 63Kitabı okuyor
"İnsan, Allaha inancını yenilemeli, tazelemelidir. Bir alışkanlık gibi değil. Bir töre gibi bile değil. Bir mirastır bu ama bir miras gibi de değil. Sanki ilk ve son insan kendisiymiş gibi, Allaha inancını tazelemelidir insan.
Cennetten daha dün kovulmuşçasına, Allahtan uzaklaşmanın yakıcılığıyla kavrulmuşçasına azap çekmeli; sonra, birden O'na kavuşmanın sevinciyle kendini tazelemelidir insan."
Sayfa 62Kitabı okuyor
"Toplum, alıştığından kolay kolay ayrılmak istemez!
Her değişiklikten, isterse o değişiklik bir kurtuluş olsun,
kaçar! Değişmede çekilecek çileyi göze alamayıştır bu...
Sayfa 59Kitabı okuyor