8.6/10
23 People
120
Reads
12
Likes
4,387
Views

Metin Özdemir Posts

You can find Metin Özdemir books, Metin Özdemir quotes and quotes, Metin Özdemir authors, Metin Özdemir reviews and reviews on 1000Kitap.
İnsanın, başına gelen bütün hadiseler karşısında kendi iradesini aşan boyutları hesaba katarak tavır alması gerekmektedir. Böyle yaptığı takdirde o, eline geçenlerden dolayı şımarmayacak, kaybettikleri için de üzülmeyecektir. Bu yüzden Cenâb-ı Hak, musibetlerin yaratılmadan önce kader lev- hasında kaydedildiğini bildirdiği âyetin devamında şöyle buyurmuştur: "(Allah bunu) elinizden çıkana üzülmeyesiniz ve Allah'ın size verdiği nimetlerle şımarmayasınız diye açıklamaktadır. Çünkü Allah, kendini beğenip bö- bürlenen kimseleri sevmez."
Sayfa 119
Sonuç olarak Allah'ın her şeyi kuşatan sonsuz bilgisinin insanın davranışlarıyla ilişkisini, okyanusla içerisindek sayısız canlıların ilişkisine benzetebiliriz. Her şey okyanusun içinde gerçekleşmektedir, ancak okyanusun için de olanlar, onun yönlendirmesi ve cebri olmadan özgürce hareket etmektedir. Allah'ın bilgisi bütün zaman ve mekân boyutlarını aşan sınırsız ve sonsuz bir okyanus gibidir. İnsan aklının işleyiş kapasitesi, O'nun bilgisinin bu yönünü kavramaktan âcizdir. Bu yüzden insan, bu konu üzerine gereğinden fazla odaklanmamalıdır. Bu bağlamda bize düşen görev, elimizde olmayan sebeplere bağlı olarak başımıza gelen musibetlere sabretmek, kendi hatalarımız sebebiyle mâruz kaldıklarımız hakkında ise öz eleştiride bulunarak gereken tedbirleri almak v onların hepsine ibret nazarıyla bakmaktır.
Sayfa 116
Reklam
Allah'ın her şeyi kuşatan bilgisi, âdeta doğrudan ilahi iradeye bağlı olarak gerçekleşen musibetlerin olduğu gibi, doğrudan beşerî, dolaylı olarak da ilâhî iradeye bağlı olan musibetlerin de fotoğraflarını zaman ve mekân boyutla rının ötesinden, onların mahiyetlerine uygun bir şekilde çekmektedir. Her ne gerçekleşiyorsa, ilâhî bilgide o, gerçekleştiği şekliyle yer almaktadır. Fotoğraf makinesinin objektifinin fotoğrafta yer alan manzara üzerindeki et- kisi ne ise, ilahi bilginin insanın tercihlerine bağlı olarak gerçekleşen olaylar üzerindeki etkisi de odur. Bunu, somut ve güncel bir örnek bağlamında şöyle ifade edebiliriiz: Yüzde yüz insan hatasına bağlı olarak gerçekleşmiş bir grizu patlaması ve doğurduğu trajik sonuçlar; oluş tarzı itibariyle tamamen önlenebilir bir karakter taşıdığı için bilirkişinin, "Eğer gerekli tedbirler alınmış olsaydı, ne bu olay ne de doğurduğu trajik sonuçlar olurdu!" şeklinde verdiği rapor, her şeyi kuşatan ilâhî bilgide de aynıyla mevcuttur. Öyle ise bu tür bir olay için "kaçınılmaz alınyazısı" demek doğru değildir. Zira ilâhî yazgı onu, kendi mahiyetine, hakikatine, karakteri ve oluş tarzına uygun şekilde yazmıştır.
Sayfa 114
Kulun Allah'a karşı olan imtihanında, herkesin eşit şart- larda imtihan edilmesini arzulamak, bütün ilâhî siste- min değiştirilmesini arzulamak anlamına gelecektir. Çünkü herkesin eşit şartlarda imtihan edildiği bir dün- yada, nefis taşıyan insanların ihtiyaçlarını karşılamak ve sosyal düzeni sağlamak son derece güçleşecektir. Meselâ herkesin zenginlikle denendiği bir ortamda, acıkan insanin ekmeğini temin edebileceği fırıncı, o firina malzeme sağlayacak çiftçi ve nakliyeci bulma sorununu çözmek ölçüde mümkün olabilir? Bu sorunun çözülebilmesi dir ki sonsuz hikmet sahibi yüce yaratıcı, kullarını farkl kabiliyet ve ozelliklerle donatmış, onları farklı zeka düzeylerinde yaratmıştır. Böylece insanların birbirlerine iş gördürmeleri kolay olmuştur. Allah, mal ve servet bakımından bolluk ve genişlik verdiği kimseye, fakirin ve darda olanın hakkını vermeyi farz kılmış ve bu hakkın miktarını ve ölçüsünü de açıklamıştır ki, zengin bu miktarı ve ölçüyü vermek suretiyle şükrünü yerine getirmiş olsun! Allah, bazısına da darlık verir ve ondan zenginin ona hakkını vermemesi durumunda bu darlığa sabretmesini ister.
Sayfa 99
Niçin hazlar gecicidir? Ağzımızın tadı niçin acılarla bozulmaktadır? Sonra acıların da geçici olduğunu fark ederiz. Ama onların da niçin geçici olduğunu sor- mayız. Çünkü arzulanan ve istenilen hazlar ve tatlardır. Acılar ve ıstıraplar hiç istenmez. Onların asla gerçekleşmemelerini arzu ederiz.Yaşadığımız çelişkiler hep aynı ihmalin sonucudur. Hazzın da acının da sürekli olduğu ebedi ödül ve ceza yurdu- nun varlığını unuturuz. Bazen onu hiç hesaba katmayız. Bu yüzden güzel bir anının ardından tanık olduğumuz üzüntü verici bir olay, bizi isyan ettirir. Halbuki Allah, kötülüğü asla bizzat kötü olduğu için istemez. Yalnızca onun içerdiği bir iyilikten dolayı ister. Kötülük ister bir zalimi cezalandırmak isterse bir kimsenin iradesini denemek için gelmiş olsun, o her hâlükârda iyidir. Birinde zalimin zulmü engellenmiş, öbüründe ise bir kimse için ebedi mutluluk yurdunda kurtuluşa erme fırsatı doğmuştur
Sayfa 93
Felaket ve istirapların bazıları için olumlu, diğer bazıları için ise olumsuz sonuç vermesine gelince, bu tamamen insanların özgürce takındıkları tutumlar ve yaptıkları tercihlerle alakalı bir durumdur. Allah'ın rahmetinden umudunu kesenler ya da kendisini ona muhtaç görme- yenler, hem bu dünyada hem de öbür dünyada ıstıraba maruz kalmaları durumunda kendilerinden başka hiç kimseyi kınayamazlar. Daha kötüsünü gördüğünde kendi durumuna sevinme ya da şükretme durumu aslında uhreyî boyutta da ben- zer şekilde tezahür edecektir. Cehennemin daha hafif azap görülen tabakalarından birinde bulunan kimseler, çok daha şiddetli azaplara maruz kalan diğer tabakalar- daki insanları gördüklerinde, görece olarak kendi du- rumları iyi olmasa bile yine de onların yerinde olmadık- Tarina sevineceklerdir.
Sayfa 87
Reklam
289 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.