1945 doğumlu Fransız filozof. Çeşitli üniversite ve yüksek okullarda felsefe, eğitim ve iletişim gibi konularda dersler verdi; birtakım kuruluş ve şirketlerde iletişim konularında danışmanlık yaptı. 2000’lerin başından beri çevre sorunlarıyla ilgilenen Michel Juffé bu alanda da çeşitli resmi görevler üstlendi. Diğer kitapları arasında şunları sayabiliriz: A corps perdu, L’accident du travail existe-t-il? (Yarım Beden: İş Kazası Diye Bir Şey Var mı?, Seuil, 1980), La tragédie en héritage, de Freud à Sophocle (Trajedi Mirası: Freud’dan Sophokles’e, Eshel, 1999) ve Café-Spinoza (Spinoza Kahvesi, Le bord de l’eau, 2017).
Başka yüzleri tanımamış ve inclememiş olsaydım kendi yüzümü dahi tanıyamaz, hatta bir yüzüm olduğunu bilemezdim.
(..)
Ancak ve ancak kolektif olarak var olabilirim ve insan olarak kimliğimi başka insanlarla temasımdan edinirim.
Bir dağın tepesine tırmanırken, zirveye ulaşmak için saptığım her farklı patika dağa dair algımı etkileyecek, bana başka bir imge sunacaktır; ama dağ, bilme yeteneğimin ötesinde, aynı dağ olarak var olmaya devam edecektir.
Çok enteresan bir kitaptı. Enteresanlığı güzel bir bağlam kurulmuş olmasından geliyor elbette. Freud'u araştırırken, Spinoza konusunda, onu okuduğu ancak ondan hiç bahsetmediği bilenin hemen hatırlayacağı bir bilgidir. İlk başta bu bilgiyi önemsemeyip es geçebilirsiniz ancak öyle değil. Çünkü Nietzsche gibi Freud da felsefesini ve kuramını
Uzun bir okuma mesaisinin ardından bitirdiğim ve çok sevdiğim kitap.
"Freud ve Spinoza, birbiriyle iletişim halinde olsalardı ne olurdu?" sorusundan yola çıkılarak yazılmış bu kitap, tarihteki iki önemli figürün yaşadıkları çağa da ışık tutuyor. Kendi alanlarındaki fikirlerini okuyucuya açıklamanın yanında kendi yaşadıkları dönemde neler olduğunu, bundan sanatın, bilimin, felsefenin, psikolojinin nasıl etkilendiğini oldukça ayrıntılı olarak anlatırken, Freud ve Spinoza'nın hayatlarından kesitler de sunuyor.
Kitapta, Nazi Almanyası, din, bilim, felsefe, psikoloji ve hayata dair oldukça derin fikirleri Freud ve Spinoza'nın bakış açısıyla irdelemek çok ama çok hoşuma gitti.
Kolay okunur bir kitap değil. Ben üzerinde çok düşünerek, birçok not alarak okudum ve dönüp yeniden bakacağım yerler var.
Bunun yanında insana gerçekten farklı bir bakış açısı kazandıracak, öğretici ve okuması keyifli bir kitap.
Şimdiden iyi okumalar!
Daha önce okuduğum kitaplarda Spinoza’dan etkilenenlerin arasında Freud’un da olması ancak ondan pek fazla bahsetmemesi dikkatimi çekmişti.
Bu kitabı görünce merakımı gidermek için hiç düşünmeden aldım. 1676- 1938 yılları arasında yaşamış bu iki adamın hayali mektuplaşması oldukça ilginç .
Ancak bu kitaptan zevk almanız için başta “Kral Oidipus” , “Köpeklerin sohbeti” , “ Rüyaların Yorumu, “ Türlerin Kökeni “, Totemler Tabular “ kitapların yanı sıra kesinlikle Spinoza’nın Ethika’sı ile ilgili bilgi sahibi olmanız gerekiyor.
Akisi halde bu kitaplar’da geçen olaylar üzerinden yapılan yorumları anlamak neredeyse imkansız .
Ancak kitabın içinde , özellikle Freud’un ikinci dünya savaşına girmeden önceden Almanya’da yaşanıları anlattığı bölüm çok etkileyici .
Eğer yukarıdaki kitapları özellikle Kral Oidipus’u okuduysanız ve Spinoza’nın felsefesi ile ilgileniyorsanız bu kitabı tavsiye ederim.