Kaku, San Jose, California'da ikinci nesil Japon-Amerikalı bir anne babanın çocuğu olarak dünyaya geldi. Büyükbabası, 1906 San Francisco depreminden sonra temizlik operasyonunu yapmak için Amerika Birleşik Devletleri'ne gelmişti. Babası ve annesi de California'da doğmuştur.
Kaku, Albert Einstein'ından etkilenerek fizik alanında kariyer yapmaya kara verdi. Hatta Einstein'ın birleşik alan teorisini tamamlayamadığını öğrenince hayatını bu teoriyi çözmeye adadı. Kaku lisedeyken, fizik için güçlü bir tutku geliştirmişti. Bir bilim fuarı için ailesinin garajına 2.3 MeV gücünde bir “atom parçalayıcı” yaptı. Hurda metal ve 22 millik tel kullanarak, Dünya'nınkinden 20.000 kat daha güçlü bir manyetik alan ve ayrıca antimadde üretecek kadar güçlü çarpışmalar yarattı. New Mexico'da Albuquerque'deki bu Ulusal Bilim Fuarında fizikçi Edward Teller'ın dikkatini çekti. Kaku'yu himayesi altına alan fizikçi ona Hertz Mühendislik Bursu verdi. Berkeley'deki California Üniversitesi'ndeki Berkeley Radyasyon Laboratuvarı'na katıldı. 1972'de Princeton Üniversitesi'nde doktora derecesi aldı ve öğretim görevlisi oldu.
1968'de Vietnam Savaşı sırasında askere alınmak üzere olan Kaku, Birleşik Devletler Ordusu'na katıldı ve 1970 yılına kadar kaldı. Temel eğitimini Fort Benning, Georgia'da, ileri piyade eğitimini ise Fort Lewis, Washington'da tamamladı. Ancak, asla Vietnam'a konuşlandırılmadı.
Michio Kaku, City College of New York'ta teorik fizik alanında Henry Semat Profesörü unvanına sahip teorik fizikçidir. Bilimin popülerleşmesi ve insanlara ulaşması için çalışmaktadır. Fizik ve benzeri konular üzerine birçok kitap yazmış ve ekranlarda sıkça boy göstermiştir. Ayrıca birçok ağ günlüğüne yazı ve makaleler yazmaktadır. Çok satan kitaplar listesine giren İmkansızın Fiziği (2008), Geleceğin Fiziği ve Beynin Geleceği (2014) adlı üç adet eseri bulunmaktadır.
Kaku BBC, Discovery Channel, History Channel ve Science Channel adlı kanallarda birçok program sunmuştur.
Mitolojilerin tanrıları gibi, cisimleri zihinlerimizin gücüyle yönlendirebileceğiz. Bilgisayarlar düşüncelerimizi sessizce okuyarak dileklerimizi yerine getirebilecekler. Sadece düşünce ile nesneleri hareket ettirebileceğiz, yani genellikle yalnızca tanrtlara mahsus olan bir telekinetik gücene sahip olacağız.
Biyoteknolojinin gücüyle mükemmel vücutlar yaratabilecek ve hayat süremizi uzatabileceğiz. Ayrıca, dünya yüze yinde daha önce hiç yürümemiş hayat formları yaratabileceğiz.
Nanoteknolojinin gücüyle bir nesneyi alacak, onu başka bir şe ye dönüştürebileceiz, görünüşte neredeyse yoktan bir şey yaratabileceğiz. Ateşli arabalara değil, neredeyse hiç yakıt kullanmadan kendi başlarına yükselebiten ve havada zahmetsizce süzülebilen şık arabalara bineceğiz. Makinelerimizle, yıldızların sonsuz enerjilerinden yararlanabileceğiz. Ayrıca, yanıbaşımızdaki gök cisimlerini keşfetmek için, uzay gemisi yollamanın eşiğinde olacağız.
Bu tanrısal güç hayal edilemeyecek kadar ileri görünmesine karşın, bütün bu teknolojiterin tohumları ekiliyor, şu an biz ko nuşurken bile. Bize bu gücü veren modern bilimdir, tanrısal ya da sihirli sözler değil.
Eğer karşımızdaki insan bizim inandıklarımıza inanmıyorsa onun bir çatlak olduğunu söyleriz, iş biter. Yani günümüzde öyle olur demek istiyorum, çünkü artık onu (Orta Çağ’da olduğu gibi) yakamayız.
- MARK TWAIN
Robotlarla, insan vücudunu değiştirmeden, birleşebilmenin bir yolu, taşıyıcılar ya da avatarlar yaratmaktır. Bruce Willis'in başrolünü oynadığı Suretler adlı filmde, bilim insanları 2017 yılında insanların robotları kontrol edebilmeleri için bir yol keşfederler: İnsanlar robotların içindeymiş gibi olacak ve böylece yaşamlarımızı mükemmel vücutlar içinde yaşayabileceğiz. Robot her emre yanıt verir ve robotun gördüğü ve hissettiği her şeyi içerdeki kişi de görür ve hisseder. Bizim ölümlü bedenlerimiz çürüyüp bozulduğu halde, bizler süperinsan güçleri olan ve mükemmelen şekillendirilmiş robot taşıyıcımızın hareketlerini kontrol edebiliriz. Film gittikçe karışır; çünkü insanlar hayatlarını güzel, yakışıklı ve süpergüçlü robotlar olarak yaşamayı tercih ederler, uygun bir şekilde saklanıldığı yerlerde çürümekte olan vücutlarını terkederler. Tüm insan ırkı gerçekle yüzleşmektense aslında, kendi isteğiyle robotlaşır.
Günümüz teknolojisini ve gelecekte bilimin, teknolojinin nerelere gidebileceğini merak ediyorsanız, bu kitabı mutlaka okumalısınız.
Gelecekle ilgili birçok konu kapsamlı olarak ele alınmış. Adının fizik veya kitabın kalın olduğuna bakmayın. Oldukça akıcı, sıkılmadan okuyacağınız, "keşke daha önce okusaydım" diyeceğiniz bir kitap.
Okuyun, okutun.
Dünya nelerle uğraşıyor...Biz nelerle...
Geleceğin FiziğiMichio Kaku · Odtü Geliştirme Vakfı Yayıncılık ve İletişim A.Ş. · 2016710 okunma
Kesinlikle herkese tavsiye edebileceğim bir kitap. Kitabın ben lisedeyken yazılmamış olması çok üzücü. Çoğu kişi gibi ben de bir hayalim olmadan, sadece puanıma göre, kendimce iş bulma garantimin olduğu bir bölüm seçtim. Okullarda fizik, kimya, biyoloji o kadar göz korkutucu ve anlamsız anlatılıyor ki insanlar gerçekten olan ilgisini de kaybediyor. Keşke liseye başlayanlara ders kitapları yerine bu tarz kitaplar okutulsa.
Lise hayatım boyunca fizik hep beynimi yakan, iğrenç formüllerle dolu bir ders oldu. Ama yazarın kitapları, insanı fiziğe hayran bırakıyor. Fiziğin biyoloji ve kimyayla iç içe ilerleyişini, o nefret ettiğim formüllerin günlük hayatı nasıl yönlendirdiğini o kadar basit ve anlaşılır anlatıyor ki insanı fen bilimlerine hayran bırakıp öğrenmeye teşvik ediyor . Şahsen kitabı okurken yaptığım ufak çaplı araştırmalarla edindiğim bilgi 16 yıllık eğitim hayatımda öğrendiğimi geride bıraktı. ( Kendi isteğinle, kendi çabalarınla öğrendiğin bilginin kesinlikle çok farklı bir hazzı oluyor.)
Sırf kitaplığımda olduğu için okumaya başladığım ama sonra elimden bırakmak istemediğim bir kitaptı. Kitabı okurken bazen karamsar bazen umutlu çoğu zaman bilgiye aç hissediyorsunuz kendinizi. Keşke 50-60 yıl sonra dünyaya gelseydim diyorsunuz. Sonra vazgeçiyorsunuz, sonra tekrar keşke diyorsunuz :)
Çevremdeki herkese okutmak istiyorum bu kitabı ama kitap konusunda çok cimriyim. Kitaplarımı başkalarıyla paylaşırken içim gidiyor. Yine de çevremdekiler de okusun diye bir tane daha sipariş verip millete zorla okutmayı düşünüyorum.
Geleceğin FiziğiMichio Kaku · Odtü Geliştirme Vakfı Yayıncılık ve İletişim A.Ş. · 2016710 okunma
Adı Geleceğin Fiziği ama bu bir fizik kitabı değil. Kitapta önümüzdeki yüzyılda bilimde yaşanacak değişimler, gelişmeler ve bunların hayatlarımızı nasıl etkileyeceğine ilişkin tahminler yapılıyor. Bunlar çok iyi araştırılmış ve bizzat alanlarında uzman bilim insanlarından alınan bilgilerden yola çıkılarak yapılmış tahminler.
Kitabın çoğunda bilimsel bir anlatım var ama ağır ve detaylı değil, biraz kendinizi verirseniz gayet anlaşılır.
Sadece geleceğe yönelik değil şu anda yaşadığımız dünya hakkında da en azından "şu an insanlık olarak neredeyiz?", "insanlığın en büyük sorunları neler? ", "neleri başarmak istiyoruz?" gibi hepimizi ilgilendiren sorular üzerine de bilgilendirici olduğu için herkesin okuması gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum.
Gelecekle ilgili çok ilginç şeyler anlatılıyor, şimdiye kadar belki hiç ihtimal vermediğiniz veya hiç duymadığınız ölümsüzlük, sonsuz enerji, en zor hastalıkların tedavileri, uzaya asansörle çıkabilmek, benzin yakmadan araba yolculuğu, genlerimizi değiştirmek gibi konseptler 100 yıl sonra günlük hayatın bir parçası olabilir. Eğlenceli ve ilgi çekici bir kitap.
Geleceğin FiziğiMichio Kaku · Odtü Geliştirme Vakfı Yayıncılık ve İletişim A.Ş. · 2016710 okunma