Newest Miguel Bonnefoy Reviews
You can find Newest Miguel Bonnefoy quotes, newest Miguel Bonnefoy book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.176 syf.
·
Not rated
Hiçbir bilgim ve beklentim olmadan tamamen ilgi çekici bir kapağı olduğu için elime alıp incelediğim sonrasında konusunu okuyup; hımm ilginç duruyor, keyifli bir okuma olabilir diyerek direkt aldığım bir kitap Miras. Belki kaderin bir oyunu belki de çekim yasası siz istediğinizi söyleyin ama böyle gelişigüzel seçimlerin insanı yanıltmadığı gibi bir de üzerine yüzünü güldürmesi durumunu kim ne derse desin ben aşırı keyif verici buluyorum.
Kaderin bizi nereye götüreceği, hangi yolu seçeceği veya yolun sonunda bizi neyi bekleyeceği koca bir sürprizdir. Hani deriz ya, hayat biz planlar yaparken aslında başımıza gelecek olanlardır diye biraz ondan biraz bundan derken kendimizi hayal dahi etmeyeceğimiz durumlar içerisinde buluruz. Hiç de fena olmaz bu durum, hadi kabul edelim. Miras kitabı da bir yola çıkış, yolda oluş ve bir varış serüveni üzerine aslında. Planlanan bir yolculuğun hiç hesapta yokken bambaşka seçenekler sunması ile hayatın akılalmaz yerlere gidebileceğinin beklenmedik şekilde akıcı bir örneği. Daha ne diyeyim keyifli okumalar.
Merhaba. Ayın bir diğer (pdf olarak) okuduğum kitabı Miguel Bonnefoy'un Miras'ı oldu.
Birinci ve İkinci Dünya savaşı zamanlarında üç kuşak neslin gözünden savaşın ve yıkımın bıraktığı fiziksel ve psikolojik darbeyi görürüz. Hem karakterlerin kendi içinde verdikleri savaşımı hem de Şili'nin zalimce yönetilen diktatörlük dönemi resmedilir.
Ağır çekilen işkence bölümleri huzursuz bir etki bırakacak cinstendi.
Her karakterin içinde yaşadığı kayıpları, savaşın yitmişliğinden kalanlarla ayakta durmaya çalışan üç kuşağın hazin sonlarına doğru ilerleyişe tanık oluyoruz.
#kitapalıntıları :
Lazzare'ın bedeni, elli bir yıllık ihtiraslar ve isyanlardan, ortak bir hayat ve nafile acılardan sonra, var gücüyle giriştiği uzun bir mücadelenin izini taşıyordu.
İkisi de hayatın bir ucunda, adanmışlığın yükümlülüklerine çoktan alışmıştı.
“Bütün anılarımız duman olup uçuyor... Yalnızca küllerden bir miras kalacak elimizde.”
Yüzyıl Sonra Tekrar “Kürkçü Dükkanı”na
Yazar, tam bir hikaye anlatıcısı. Ahenkli cümleler insanı romana bağlıyor.
Anne Therese’nin Kuşhanesini, onun kızı Margot pilotluk yaparak devam ettiriyor.
Gitgide artan heyecan. Şili’deki askeri darbe yılları. İnsanların darbe yönetimi altında ezilişleri; işkenceler.
Aile mirası; bağ bitkilerinin bir yüzyıllık hareketi. Fransa’dan Kaliforniya’ya göçen bir dede, Şili’de yaşayan ikinci nesil ve bir yüzyıl sonra tekrar Fransa’ya dönen torun. Dede bağına hastalık bulaştığı için bir kaç kök yanına alıp Kaliforniya’ya göçüyor. Kızı bu kökleri Şili’ye taşıyor. Şili’deki darbeden kaçan torun bu kökleri Fransa’ya getiriyor. Böylece bağ Kökleri miras yoluyla taşınmış oluyor.
Kurgusuyla, anlatımıyla muhteşem bir roman. Bir solukta okunabilecek bir kitap. Fransa'daki bağlarını yaprak biti sarıp şarap üretecek üzüm kalmayınca kendini öncd gemide, sonra Şili'de bilen bir aile. Lazar, ilginç müzisyen El Maestro, şaman Arukan, kuş bilimci Thérése, gözünü dünyaya kuşların içinde açan ve kaderi de kuşlara benzeyen Margot, gençliğini komünizm idealleri uğruna harcamış Ilaria Da ve Michel Rine. Ve daha başka karakterler... Şili ve Fransız geleneklerine, insan olmaya, fedakarlığa, susmaya, merhamete, vicdana seslenen bir yazar.
Genç yazardan yeni romanlar bekliyorum.
İş Bankası Çağdaş Dünya Edebiyatı’ndan okuduğum 2. kitap. İlk kitap gibi bu da gayet beğendiğim bir kitap oldu. Genel konusu arka kapak yazısından anlaşılacağı için ona değinmiyorum. Ben kitabın yalın anlatım dilini, tatlı alegori örneklerini ve büyülü gerçekçeliği rahatsız etmeden ve okuyucuyu inandırarak kullanabilmesini çok beğendim. Zaten dramatik olan bazı olayları asla daha ajitasyona kaçmadan çat çat anlatması ise asıl yürek sızlatan taraflarıydı. Feminizm yanlı anlatı ise ekstra kalbimi çaldı. Bence okunması faydalı eserlerden.
·
Not rated
"İki iftiharım var: Dünya insanı olmak ve kadın rahminde doğmak. Kitaplarımın tüm mirası oradan geliyor." diyen Annesi Venezuellalı, babası Şilili genç yazar, Latin Edebiyatının en çok okunan yazarlardan. Renkli, cıvıl cıvıl kapağıyla dikkat çeken kitap bu çok kültürlülüğün de simgesi olmuş. Sürekli bir olay zinciri, sürekli bir mekan değişimi ile canlı bir okuma sunuyor .
Bir bağ kütüğünün dört nesle aktarımıyla bazen üzüm bağlarına, Fransız şaraplarına, bazen de savaş meydanlarına gidiyorsunuz.
Kahramanlarda dikkat çeken bir tutku göze çarpıyor, kimi kuşlara kimi uçaklara kimi bir bağ kütüğüne tutkuyla bağlı.
Büyülü gerçeklikle 1. ve 2. Dünya Savaşlarına katılıp Allende döneminin ardından gelen Cunta yönetimiyle gelen işkencenin en ağırlarının ayrıntısıyla anlatıldığı hapishanelere uzaniyorsunuz. Seçimle gelen ilk Marksist lider Allende'den dikta rejimin faşist lideri Pinoche'ye uzanan bir hikaye.
Komünist olan olmayan herkesi toplayıp konusturmaya çalışmalar, sağ görüşün baskısı, insafsız işkence yöntemleri kan donduruyor.
Hiç sıkılmadan Latin Amerika Edebiyatının büyüsüne kapılmak isteyenlere en güzel başlangıç olabilir bu kitap.