Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mihail İvanoviç Kalinin

Devrimci Eğitim Devrimci Ahlak yazarı
Yazar
9.8/10
5 Kişi
21
Okunma
1
Beğeni
1.988
Görüntülenme

Hakkında

Sovyetler birligi'nin ilk devlet başkanı; 1875-1946 yılları arasında yaşamış, herhalde çekirdek kadro arasında etliye sütlüye karışmayan tek adam olarak kalmıştır. Mihail İvanoviç Kalinin, 1919 - 1946 yılları arasında Yüksek Sovyet Prezidyumu Başkanı yapmış Bolşevik devrimci. 1926 yılından itibaren Sovyetler Birliği Komünist Partisi Politbüro üyesi olmuştur. Doğum tarihi: 19 Kasım 1875, Verkhnyaya Troitsa, Rusya Ölüm tarihi ve yeri: 3 Haziran 1946, Moskova, Rusya Eş: Ekaterina Kalinina (e. 1906–1946) Çocuklar: Aleksandr Kalinin, Valerian Kalinin, Yuliya Kalinina, Lidiya Talanova Ebeveynler: Ivan Kalinin, Mariya Kalinina

Okurlar

1 okur beğendi.
21 okur okudu.
1 okur okuyor.
11 okur okuyacak.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
+1
Burjava toplumunda emekçi insan; doğumundan ölümüne dek egemen sınıflar için uygun olan düşünce, duygu ve alışkanlıkların sürekli etkisi altında bulunmaktadır. Bu, bazen güç seçilir biçimler alarak, sayısız yollar-yöntemler aracılığıyla gerçekleşmektedir. Kilise, okul, sanat, basın, sinema, tiyatro, çeşitli örgütler, hepsi birden kitlelerin bilincine burjuva dünya görüşünü, burjuva ahlakını, alışkanlıklarını vb. aşılamak için birer silah görevini yükümlenmektedir. Örnek olarak sinemayı alın. Bir burjuva rejisörü Amerikan filmleri hakkında şunları yazmaktadır: "Pek çok çağdaş film içeriğinden ötürü sadece yumuşak koltuklara oturup, kaşıkla beslenmeyi isteyecek şekilde yorgun olan insanlara özgü bir tür uyuşturucu araca benzer şeylerdir." Burjuva eğitiminin aslı budur. Egemen kapitalist sınıf durumunu sağlamlaştırmaya, ezilen sınıfların boyun eğmeleri için yönlendirilen ve asırlardır süregelen eğitimine burjuvazinin egemenliğine karşı Komünist Partisi -proletaryanın öncü birliği- ilk adımda, proletarya diktatörlüğüne yönelik kendi eğitim ilkelerini öne çıkarmaktadır.
Her sevdiğimiz şeyi ruhumuzdan söküp atmayı ve bizi iş hayvanı, yani köle haline getirmeyi istiyorlar.
Reklam
Komünistin ölüme başını gururla kaldırarak gitmesi ve düşmanın yüzüne karşı derin bir inançla dolu olarak: "Ben ölüyorum, fakat davamız yaşıyor ve yaşayacaktır." diye haykırması tesadüfi değildir. Bu anlarda insan, kendisi için her şeyden üstün, ölümden güçlü olan bütünlükle kaynaşmakTadır. Bu bilinç sosyalist bir insanı korkusuz bir savaşçı yapmaktadır.
Eger gerçek bir sosyalist olmak istiyorsan, o zaman hayatının sonuna kadar genç kalacaksın. Niçin gerçek sosyalist dedim? Sosyalizm insanlara niçin böyle bir güç vermektedir? Gerçek sosyalistin özel yaşamı ikinci plandadır: Ailende herhangi bir tatsızlık varsa bu çok üzücü bir şeydir. Ancak, sosyalizm bundan zarar görmemeli. Açıktır ki, sen yalnız aile sorunlarını, kendini ve yamuklunu düşünürsen, gerçek sosyalist olamazsın. Çalışmaya aktif olarak katılırsan, onun nasıl bir giysi giydiğini bile farketmeyeceksin ve yaşamınızdaki ufak tefek şeyleri, kişisel dertleri unutacaksın. Güçlü bir sosyalist olabilmek için her şeyden önce sağlam bir sosyalist dünya görüşüne sahip olmak gereklidir. Sosyalist dünya görüşü bize her soruna, her olaya karşı akılcı ve doğru bir tavır alma olanağı verir. Astronomide teleskop, labaratuvardaki araştırıcı için mikroskop neyse, proletarya devrimi için savaşan kişiye de sosyalist dünya görüşü odur. Sosyalist dünya görüşü siyaset adamına, işçiye içinde bulunduğu durumu dogru ve çok yönlü olarak görmek, anlamak ve belirtmek olanağı verir. Bunlar bir bütün halinde ele alınınca insanı güçlendirmekte, sadece bireysel değil daha büyük uyumsuzlukları da etkisiz hale getirmektedir. Eğer genel kolektif düşünce ile yaşarsan, toplumun davası senin için herşeyden üstünse, eğer sen çevreni saranların duygularıyla ilgilenir ve besledikleri umutlarla yaşarsan, emekçilerin genel ilgileri demek olan bu konular biz yaşlı Devrimcileri gençleştirir.
Günlük çalışmalanmızda ise, incele meye, konuşmaya, işçileri daha çok katmamız gerekmektedir. Böylesi hallerde, Siz ne dersiniz? Size göre nasıl olmalı?" biçiminde sorular, çekici olur. İnsanlan harekete geçirmek, onları düşünce alışverişine, konuşmaya yöneltmek, çok değerli bir şeydir. İşte o zaman, toplantı, canlı bir hal alır. İşçiler, seve seve konuşurlar ve böylesi toplantılar kuşkusuz çok yararlı olur. Tersi, çoğu kez, eski dualardaki gibi farksızlaşır. Konuşmacı başka dalda, dinleyici başka daldaysa, birbirlerinden farklı şeyler düşünüyorlarsa, bir süre sabır gösteren dinleyiciler, sonun da salondan çıkıp giderler.
Henüz kayıt yok

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Reklam
Henüz kayıt yok