Her bir yeni çağda, belki her yeni kuşakta ya da içinde yaşadığımız koşullar hızla değişiyorsa birkaç yılda bir, bilincin özerkliğini sağlamak için ne yapmak gerektiğini yeniden düşünmek ve yeniden ifade etmek gerekir.
Bu arada, varolan kiliselerde avuntu arayanlar, buldukları huzur karşılığında, dünyanın işleyişi hakkındabilinenlerin büyük bölümünü görmezden geleceklerine ilişkin söze dökülmeyen bir anlaşma yapıyorlar.
İlk alarm veren, zayıf düşen bir beden ise, rejimler yapıyor, sağlık kulüplerine üye oluyor, aerobik kurslarına yazılıyor, evlerine bir spor aleti alıyor ya da estetik ameliyat oluyorlar. Sorun, kimsenin onlarla fazla ilgilenmemesiyse, güç sahibi olmak ya da arkadaş edinmekle ilgili kitaplar alıyor ya da girişkenlik kurslarına yazılıyor ya da güçlü kişilerle yemek yiyorlar. Ancak bir süre sonra bu parça parça çözümlerin işe yaramadığı ortaya çıkıyor. Bedenimize bakmak için ne kadar enerji harcarsak harcayalım, beden sonunda zayıflayacaktır. Daha girişken olmayı öğreniyorsak, istemeden dostlarımızın bize yabancılaşmasına yol açabiliriz. Yeni dostluklar kurmak içinçok fazla zaman harcarsak, eşimiz ve ailemizle ilişkilerimizi tehlikeye atabiliriz. Taşmak üzere olan çok fazla baraj vardır ve zamanımız hepsiyle ilgilenemeyecek kadar kısıtlıdır.
Biraz entellektüel çaba sarf etmez, kendi yaşantılarınızı uzun uzun ve derinlemesine düşünmeye yanaşmazsanız, burada okuyacaklarınızdan bir kazancınız olmaz.