Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Molla Murad en-Nakşibendi

Molla Murad en-NakşibendiAşk Bağından Öğütler yazarı
Yazar
9.9/10
7 Kişi
31
Okunma
11
Beğeni
928
Görüntülenme

Hakkında

Asıl adı Mehmed Murad’dır. 23 Muharrem 1203’te (24 Ekim 1788) İstanbul’un Çarşamba semtinde doğdu. Aynı semtteki Murad Molla Tekkesi şeyhi Ahıskalı Abdülhalim Efendi’nin oğludur. Tekke ve kütüphaneden oluşan Murad Molla Külliyesi’nin bânisi Rumeli Kazaskeri Damadzâde Mehmed Murad Molla ile aynı ismi taşıması onunla karıştırılmasına sebep olmuştur. Hayatı hakkındaki bilgiler, geniş ölçüde Mâ Hazar adlı eserinin sonunda yer alan hal tercümesiyle Vekāyi‘nâme adlı eserine dayanmaktadır. Çarşamba’da Mehmed Himmet Efendi’nin mektebinde öğrenim hayatına başladığını, on yaşında hıfzını tamamladıktan sonra iki yıl Gebzeli Ahmed Efendi’nin mektebine devam ettiğini söyleyen Murad Nakşibendî on sekiz yaşına kadar çeşitli hocalardan özel dersler alarak kendini yetiştirdi. Daha sonra Hoca Neşet Efendi’nin talebelerinden Hoca Mehmed Efendi’nin derslerine devam etti. Nakşibendî şeyhi Abdullah Kâşgarî’nin halifesi Sâlih Afîf Efendi’den Fars edebiyatının bazı klasiklerini, yine Hoca Neşet’in talebelerinden Süleyman Vahyî Efendi’den Şevket-i Buhârî divanını ve Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin Mes̱nevî’sini okudu. Kethüdâzâde Ârif Efendi’den de istifade etti. Bu dönemde babasının isteği üzerine, o sırada Gülhane’deki Zeyneb Hatun Camii’nde ikamet eden ve daha sonra Üsküdar Selimiye Tekkesi’ne şeyh olan Ni‘metullah Nakşibendî’ye intisap etti. Aynı yıllarda reîsülkurrâ Şeyh Coşkun (Coşgun) Efendi’den Kur’an ve kıraat ilimlerini tahsil etmeye başladı, onun ölümünün ardından reîsülkurrâ olan Abdullah Efendi’nin derslerine devam etti. Murad Nakşibendî, babasının ölümünden (1230/1815) sonra onun yerine Murad Molla Tekkesi’nin meşihatına tayin edildi. Bu dönemde de tahsilini sürdürerek 1824 yılında Galata Sarayı kütüphane hocası İmamzâde Mehmed Esad Efendi’den dinî ilimler, Benlizâde Ahmed Efendi’den kıraat icâzeti aldı. Hal tercümesini yazdığı 1833 yılında tekkede Mes̱nevî, Şifâʾ-i Şerîf, Şevket ve Sâib-i Tebrîzî divanlarını ve diğer eserleri okuttuğunu, kıraat, aruz ve fıkıh dersleri verdiğini söyleyen Murad Nakşibendî 1844’te tekkenin yanında bir dârülmesnevî inşa ettirdi. Dârülmesnevî 18 Ocak 1845’te Sultan Abdülmecid’in katıldığı bir törenle açıldı. XIX. yüzyılda Nakşibendî-Mevlevî yakınlaşmasını temsil eden önemli Nakşibendî şeyhlerinden ve dönemin ünlü mesnevîhanlarından olan Mehmed Murad Efendi, tekke şeyhliğinin yanı sıra Sultan Ahmed Camii cuma vâizliği görevini de uzun yıllar sürdürdü. 27 Şevval 1264 (26 Eylül 1848) tarihinde vefat etti ve tekkesinin hazîresine defnedildi. Cevdet Paşa, Murad Molla Tekkesi’ni her türlü ilmin okutulduğu bir dârülfünuna benzetir ve Şeyh Murad Efendi’nin haftanın belli günlerinde Mes̱nevî, diğer günlerde çeşitli ilimlere dair dersler okuttuğunu, her kesimden insanın tekkeye geldiğini, kendisinin de zaman zaman oraya gittiğini, birçok müridi olan şeyhin istidatlı yüksek bir kişi kendisine intisap etmek istediğinde, “Bu bizim işimiz değildir” diyerek Kuşadalı İbrâhim Efendi’ye gönderecek kadar mütevazi olduğunu kaydeder.
Tam adı:
Mehmed Murad
Unvan:
Nakşibendî Şeyhi, Mesnevîhan
Doğum:
İstanbul, 24 Ekim 1788
Ölüm:
İstanbul, 26 Eylül 1848

Okurlar

11 okur beğendi.
31 okur okudu.
3 okur okuyor.
43 okur okuyacak.
2 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Ha taht üstünde ölmüşsün ha da toprak üstünde Ne fark eder bu dünyadan bu can gittikten sonra?
Şeyh Sâdî-i Şirâzî -rahimehullah- şöyle der:
Bâl açıp uç der isen der üştürem Yük götür dersen döner der târiem Eğer devekuşuna uç dersen lisân-ı hâl ile "Deveyim." der ve "Uçmak devenin şânından değildir." diye cevap verir. Eğer yük koymak istersen "Kuşum." der. Sonuç itibariyle devekuşu ne uçmağa yarar ne yük çekmeye yaramadığı gibi nefs-i emmâre de Hakk'ın yolunda bir şeye yaramaz.
Reklam
Kim ki kendü aybına nâzır ola Kendünün ıslâhına kâdir ola Herk im kendi ayıbını görürse onun ruhunda bir kuvvet ortaya çıkar. Nitekim "Kişi noksanını bilmek gibi irfân olmaz." denmiştir.
Gül-i ra’nânın bize nasihati şudur Baharı ve hazanı bir kâse kıl.
Hırs ile her kim ki dünya-dârdır Bî-gümân ondan Hudâ bî-zârdır Her kim hırsından dolayı dünya malını toplayıcı olursa şüphesiz ondan Tanrı bîzâr olup nefret eder. Zira Yüce Mevlâ hırslıları sevmez, kanaatkârlardan râzı olur.
"Sırtımızda bunca günah kamburu varken, hala ayakta kalmamızdan daha büyük keramet mi olur?"
Molla Murad en-Nakşibendi
Molla Murad en-Nakşibendi
Eller yahşi ben yaman; herkes buğday ben saman.
Molla Murad en-Nakşibendi
Molla Murad en-Nakşibendi
Reklam
Hasan-ı Basri
Hasan-ı Basri
•••••••••(641, 728)
İmam-ı Azam Ebu Hanife
İmam-ı Azam Ebu Hanife
••••(699, 767)
İmam Malik
İmam Malik
•••••(711, 795)
İmam Şafii
İmam Şafii
•••••(767, 820)
Cabir bin Hayyan
Cabir bin Hayyan
•••••(721, 815)
Harizmi
Harizmi
••••••••(780, 850)
Ahmed Bin Hanbel
Ahmed Bin Hanbel
••••••(780, 855)
Haris El Muhasibi
Haris El Muhasibi
•••••••(781, 857)

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
327 syf.
10/10 puan verdi
Edep Üzerine
Bir hayal aleminden geçiyor gibiydim, tasavvuf terbiyesi akan bir hayal aleminden. Hani olur ya, birine derin bir sevgi beslersiniz ve o ona aklınıza gelebilecek tüm güzel sözleri bir edep çerçevesinde ve bir mürşidi kamil ehemmiyetinde söylemek istersiniz. İşte o an, tam da bu esere ihtiyacınız olacağını düşünürsünüz. Güzel bir ahlakla ahlaklanmak ve vasıflanmak isteyenler için yakinen tavsiye edilir. Saygılarımla…
Aşk Bağından Öğütler
Aşk Bağından ÖğütlerMolla Murad en-Nakşibendi · Semerkand Yayınları · 201920 okunma