Mehmed Nuri Şemseddin Nakşibendi hazretleri ; Abdülkadir Geylani hazretlerinin onbeşinci batın evladlarından olup, Kastamonu ilinin Ayvalı kasabasından Emirzadelerden Şehid Seyyid Hüseyin efendinin oğludur
Tam adı:
Mehmed Nuri Nakşibendi, Mehmed Nuri Şemseddin Nakşibendi, Şemseddin Nuri
Nefs-i Levvâmede derviş kelime-i tevhide;
لا مقصود الا الله
"Allah'tan başka maksat yoktur."
anlamını verir. Bundan dolayı her yerde kalbinden "Lâ maksûde illallah" diye çağırır.
Levvâme halindeki nefis devamlı surette emre boyun eğer vaziyettedir. Batınen karanlıkta olup inleyerek yoluna devam eder. Yani ettiği zikir ve fikirden lezzet alamaz.
Emevilerin en parlak ve en düzgün dönemi Halife Ömer B. Abdulaziz dönemidir.
Saraydaki lüks eşyaları beytülmâle koydurması, köle ve câriyeleri âzat etmesi, halktan biri gibi yaşaması ve hutbelerde sadece halifeler için yapılan duayı halk için okunan umumi duaya çevirmesi gibi uygulamalarıyla Emevîler’in geleneksel saltanat görüntülerine son verdi. İlk dört halifeyi örnek alan bu davranışları sebebiyle Hulefâ-yi Râşidîn’in beşincisi sayılan Ömer idarî, iktisadî ve içtimaî sahalardaki icraatlarıyla da aynı çizgiyi devam ettirdi.
Allah razı olsun ondan.
Ömer Bin AbdülazizMuhammed Nuri Şemseddin Nakşibendi · Işık Yayıncılık · 19926 okunma
Miftâhu'l-Kulûb, "Kalplerin Anahtarı" anlamına gelir. Buraya konulan kitap yeni bir baskı. Bendeki ise 1979 baskı, Salah Bilici Kitabevi tarafından basılmış. Babam gençliğinde almış ve ben tabi ki bu nadide esere el koymuş bulunuyorum :) Artık benim kitaplığımda. Osmanlı döneminde yazılmış bir tasavvuf klasiği. Tarîkat ve tasavvuf âdâbından bahseder. Tasavvuf kitapları okumayı sevenlere tavsiye ederim. Kıymetli bir eserdir.
Peygamber Efendimizin (s.a.v) emri üzerine bu risaleleri kaleme alan Muhammed Nuri Şemseddin Nakşibendi hazretlerinin Şeriat, Tarikat, Hakikat ve Marifet konularını ele aldığı bu zamana kadar beni en çok etkiyen kitaplardan bir tanesi tekrar tekrar okunmalı...