1976 yılında Van’ın Erciş ilçesinde dünyaya geldi. İlkokulu bu şehirde tamamladıktan sonra devlet parasız yatılı sınavını kazanarak Malazgirt Alparlan Lisesi’ne, bir yıl sonra da nakille Van Atatürk Lisesi’ne kaydoldu. Bu okuldan mezun olduktan sonra 1994 yılında Tarih Öğretmenli Bölümü’nü kazanarak Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde dört yıl eğitim gördü. 1998 yılında yüksek lisansa başladığı İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde “Timur’un Altınordu Seferi” adlı tez çalışmasını, yine aynı üniversitenin Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü’nde “Serasker Mehmet Rıza Paşa” adlı doktora çalışmasını tamamladı.
"Ömrüm oldukça bu gayretlerini ve sadakatlerini, memleketine ve vatanına, memleketime ve vatanıma ettiği hizmetleri nihayet kemiklerim dahi unutmayacaklardır." diye Rıza Paşa'ya iltifatta bulunmuştur.
"Süngüsünde kuvvet olmayan bir devletin cihet-i siyasiyesi de pek bozuk olur. İşte bu sebeple Avrupa'ya karşı cihet-i siyasiyece neye teşebbüs edilse muvaffak olunamıyor ve haysiyet-i milliyemiz de mecruh oluyor. Devleti bir gemi farz etsek içinde bizler bulunuyoruz. Kaptanı da padişahtır. Maatteessüf beyan ederim ki gemi fırtınaya tutulmuş, pusulası yok, hangi noktada bulunduğunu tayin için rasat aleti dahi yok. Dümeninin bir zinciri kırılmış. Büyük bir tehlikeye doğru gidiyoruz. Sad hezar teessüf ki kimsenin de fark ettiği yok." s.47-48
Buğday, arpa Romanya ve Rusya'dan, yağ ise yine dışarıdan geliyordu. Yapılan ithalat ve malların yabancılar tarafından nakledilmesi yüzünden ziraat, sanayi ve deniz ticareti tamamen mahvolmuştu.
Bir MÖ 9980 yılında Kiş şehrine gidiyoruz,bi MS 2055teki İstanbul'u görüyoruz, bir de MS 2099'da Mars'ta bir düğün salonuna gidiyoruz.
Değişik kurgusuyla, ütopik fikirleriyle bazen de ufak tefek komik detaylarıyla güzel bir kitaptı diyebilirim.
Akıcı mıydı evet ama aşırı akıcı değildi. Bazı yerlerinde sıkıldığımı söyleyebilirim ama çok değil,ufaktan böyle.
Sonu hızlı bağlanmıştı. Sadece tek bir yerde çok şaşırdım. O kısım güzeldi.
Konuşmalar diyaloglar biraz demode gibiydi yani normal bir insan günlük hayatında öyle konuşmaz,çok edebi cümleler ve çok detaylı betimlemeler vardı sohbetlerin içinde,o yüzden diyorum. Yine de tavsiye ederim, güzeldi.
Hay AllahMuhammet Veysel Zortul · Az Kitap · 201811 okunma
Osmanlı Devleti’nin son Seraskeri Mehmet Rıza Paşa’nın hayatının ve buna müteakip Osmanlı Devleti’nin son zamanlarının da anlatıldığı bu eserde; özellikle büyük devlet adamı olan Rıza Paşa’nın göreve geldiği bu zor dönemde yaşamış olduğu askeri, ekonomik, siyasi güçlüklere karşı nasıl tedbirler aldığının, süreci nasıl idare ettiğinin gerek hükümete ve padişaha gönderdi bilgilendirme amaçlı telgraflarından, gerek kendi emrindeki askerlere emir olarak gönderdiği telgraflarından, gerekse de kendi hatıratlarından derlenip, toparlanıp, oluşturulmuştur. Genel itibariyle güzel ve öz bilgiler bulunmak birlikte, sadece dördüncü bölümün bana göre biraz fazla olduğunu söyleyebilirim.
Son SeraskerMuhammet Veysel Zortul · İskenderiye Yayınları · 20156 okunma
Eser geçmişin ve geleceğin teknolojik gelişmelerini sanki bir kaç film sahnesinden esinlenerek tasarlanıp basit bir kurguyla okurlara aktarılan bir çalışma gibi olduğunu söyleyebilirim. Ama bu kadar basit görünmesine rağmen olay örgüsü ve anlatımı çok güzeldi.
Başındaki bazı bölümlerin neden yazıldığını tam olarak anlayamamıştım ve açıkcası nasıl bağlayacak diye düşünmüştüm. Güzel bir finalle kafalarda hiçbir soru işareti bırakmıyor yazar.
Hay AllahMuhammet Veysel Zortul · Az Kitap · 201811 okunma