Viranelerin yasçıcı baykuşlara döndüm,
Gördüm de hazanında bu cennet gibi yurdu!
Gül devrini bilseydim onun, bülbül oturdum;
Ya Rab, beni evvel getireydin ne olurdu?..
Kalemine ayrı duruşuna ayrı hayran olduğum;başkalarına göre ''Milli Şair Mehmet Akif Ersoy'' benim için canım akif'im...
Kitap hakkında söyleyecek ve susacak çok şey var ve belgeler ile isbatlı olması muhteşem olmuş..Akif'imin en çok onuruna dokunan bu ta'kibât, onun memleket değiştirmesine sebebiyet vermiştir..
--Her satırı içinizi acıtsada kitaplığınızda muhakkak bulunmalı--
Merhum Mehmet Âkif Ersoy'ı tek parti döneminde yaşadığı zorlukları, peşine takılan hafiyeleri, maaşının kesilmesini, Mısır'a gitmesini belgelerle anlatan bir kitap. Çok yararlı buldum, içinde Mehmet Âkif Ersoy'un dergisi ile ilgili de bilgi veriyor.
Allah'ın selamı üzerinize olsun
“Viranelerin yasçıcı baykuşlara döndüm,
Gördüm de hazanında bu cennet gibi yurdu!
Gül devrini bilseydim onun, bülbül oturdum;
Ya Rab, beni evvel getireydin ne olurdu?..”
Milli şair Mehmet Akif Ersoy'un çektiği sıkıntıları belgeler ile anlatan çok yararlı bir kitap. O dönemin durumunu görmek açısından mutlaka tavsiye ediyorum.
Toprakta gezen gölgeme toprak çekilince,
Günler şu heyulayı da er geç silecektir.
Rahmetle anılmak, ebediyet budur amma,
Sessiz yaşadım, kim beni nerden bilecektir?
Merhaba arkadaşlar, "Mehmed Akif Ersoy Okuma Etkinliği" (#73989455) sona ermiştir. Etkinliğe katılım gösteren tüm okurlara teşekkür ederim. İnşallah herkes için güzel bir deneyim olmuştur. Etkinlik sürecinde sizlerden gelen inceleme ve alıntıların toplu hali aşağıda paylaşılmıştır. Keyifli okumalar dilerim.
...Takriri Sükun yasası ile kapatılmış, kadim dostu Eşref Edip ise Şark İstiklal Mahkemesinde hem de “vatana ihanet” suçlamasıyla yargılanmaktadır. 22 Ocak 1925 tarihli Sebilürreşad’da yayımlanan ‘Vahdet’ ise Mehmet Akif’in Mısır’a gitmeden ve gazete kapatılmadan yayımlanan son eseri olacaktır.
Yazdığı eser olan Safahatı oluşturan bölümler 1928’de yapılan harf devriminden itibaren 1943 yılına kadar bir daha bu ülkede basılamayacaktı. Safahat’ın son bölümü Gölgeler ise 1933’te Kahire’de basılacak ancak Arap harfleriyle yazılmış olması ve irticai yayın kapsamında değerlendirilmesi sonucu Türkiye’ye sokulmayacaktı. Safahat Latin harfleriyle ancak 1943 yılında Akif’in damadı Ömer Rıza Doğrul eliyle hazırlandıktan sonra İnkılap Kitabevi tarafından basılabilecekti.
29 Ocak 1932’de bir Ramazan ayında uygulamaya sokulan dinde reform girişimlerinin parçası olan Türkçe ezan ilk kez Hafız Rıfat tarafından Fatih Camii minaresinden seslendirilmişti. Bu aynı zamanda 18 yıl kesintisiz olarak ülkenin her köşesinde zorla okutulacak ilk Türkçe ezan oluyordu...
Program çerçevesinde ilk Türkçe Kuran için Yerebatan Camii (22 Ocak 1932) ilk Türkçe ezan için Fatih Camii ( 29 Ocak 1932) ilk Türkçe Tekbir için Ayasofya Camii (4 Şubat 1932) ve ilk Türkçe Hutbe için de Süleymaniye Camii ( 5 Şubat 1932) seçilmişti...