Muhsin Muhammed Salih

Muhsin Muhammed SalihFilistin Meselesinin Değişmez Gerçekleri author
Author
10.0/10
2 People
29
Reads
0
Likes
852
Views

Muhsin Muhammed Salih Quotes

You can find Muhsin Muhammed Salih quotes, Muhsin Muhammed Salih book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Filistin meselesi, yalnızca Filistinlilerin değil,zaman ne kadar uzasa da buradaki haklarından vazgeçmeyi kabul etmeyen bütün müslümanların meselesidir.
Batı İslam camiası bağı yerine vatani ulusal ve bölgesel grupçukları yerleştirdi. Her bir halk ve her bir bölge kendi ulusal özgürlüğüyle uğraşırken İslam ümmetinin diğer meselelerini unuttu.
Reklam
Kelimelerle 'terör' ve 'barış' terimleriyle oynayan Batılı ve siyonist medyanın bunca azgınlıklarının da hiçbir itibarı, kıymeti yoktur.
Bu mücadelenin hakla bâtıl arasında bir savaş olması itibariyle nesillerin bunu, Allah zafer ve iktidar lütfedinceye kadar birbirlerinden devir almaları gerekir.
Siyonist hareket ve bu hareketin Filistin'i işgali dünyanın çeşitli yerlerimde artık kalmamış, bitmiş Batıcı Avrupa'nın geleneksel sömürgeciliğinin geri kalan bir örneğini ifade etmektedir.
Filistin'de siyonist yahudi projenin bozguna uğrayıp geri gitmesi yalnızca mümkün olan bir durum değildir. Aksine o kesin bir hakikattir. Çünkü bu beşeri ve Rabbani bir hakikattir. Önünden de arkasından da bâtılın kendisine erişmediği Kur'an-ı Kerim'in dile getirdiği bir hakikattir. Ayrıca bu nebevi bir müjdedir. Bunu bize günahtan, hatadan korunmuş, hevasından asla konuşmayan Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bildirmiştir. Diğer taraftan Yüce Allah'ın kâinata egemen olan yasaları ve tarihin deneyimleri bize zulmün sürekli olmadığını ve musibetin bir gün gelip haddi aşanın, haksızlık yapanın bizzat kendisini bulacağını, arayanı bulunan bir hakkın asla kaybolmadığını, ümmetin Rabbine dönüp de birliğini gerçekleştireceği, aziz ve güçlü olmanın araçlarını yeniden kazanacağı zaman Allah'ın izniyle zaferin nasip olacağını ve Filistin'in özgürlüğe kavuşacağını ortaya koymaktadır.
Reklam
Açık hava hapishanesi!
... malum ayrım duvarı bina ettiler. Batı Yaka'nın damarlarını paramparça eden yüzlerce engel koydular ve su kaynaklarının büyük bir bölümünü ele geçirdiler. Batı Yaka ve Gazze'yi muhasara ederek buraları adeta iki büyük hapishaneye dönüştürdü, insanların hayatlarını da cehenneme çevirdiler.
İnsan hakları savunucuları(!) nerdesiniz?
Şüphesiz Filistin meselesi büyük çapta insani boyutları olan bir meseledir. Çünkü bu mesele insan hakları savunucusu olduklarını ileri sürenlerin yüzüne mazlumun yükselttiği bir feryattır.
Günümüz yahudilerinin ezici çoğunluğu Eşkenazi diye bilinen Hazar bölgesi yahudilerine bağlıdır. Onlar ise Kafkasların kuzeyinde ikamet eden eski Tatar Türk kabileleri olup miladi sekizinci yüzyılada yahudileşmiştir. Eğer ortada bu yahudilerin 'dönüş hakkı' gibi bir hak varsa bu Filistin'e değil ancak Rusya'nın güneyine olmalıdır.
" Bir helali haram bir haramı da helal kılmadıkça ve başkalarının haklarına zarar vermedikçe vatani duygular, kişinin kendi kavmini, aşiretini sevmesi tabii bir yaklaşımdır."
Reklam
7- Filistin'e yerleştiği bilinen ve orayı kendi tabiatlarına göre şekillendiren en eski halk yaklaşık 4500 yıl önce Arap yarımadasından gelmiş olan Kenanilerdir. Bu topraklar da ilkin 'Kenan Diyarı' adıyla tanınmıştır. Şimdiki Filistin halkı da bu Kenanilerin ve daha sonra onlara karışmış olan Akdeniz'in doğu tarafındaki halkların yahut Palestilerin ve Arap kabilelerinin soyundan gelenlerdir. Zaman zaman Filistin topraklarına çeşitli kavimler egemen olmakla birlikte bu toprakların asıl halkı kesintisiz olarak orada yaşamayı sürdürmüştür. İşte bu Filistin halkının ezici bir çoğunluğu İslâm'a girmiş ve İslâm'ın gelişiyle dilleri Arapça olmuştur. Böylece Filistin topraklarının İslâmi kimliği, İslâm tarafından fethedildiği H.15 M.636 tarihinden bugüne kadar en uzun süren kesintisiz bir tarih dilimi içerisinde daha derinleşmiştir. 1948 yılından itibaren siyo-nist işgalin baskı ve zulmü neticesinde Filistinlilerin bir grubunun dışarıya çıkarılıp sürülmesi ise bu açıdan göz önünde bulundurulmaz.
Sayfa 19
5- Müslümanlar, tevhit sancağı altında tarihin bir döneminde bu topraklara egemen olmuş, Davud'un (aleyhisselam), Süleyman'ın (aleyhisselam), İsrailoğullarının diğer peygamberlerinin ve salihlerinin bıraktığı mirasın gerçek mirasçılarının kendileri olduğuna, buranın meşru ve yasal yönetim hakkının Müslümanlara geçtiğine inanırlar. Çünkü bu resullerin ve nebilerin izinden giden kimselerden sonra tevhit sancağını yükseltenler onlar olmuşlardır. Müslümanlar, İsrailoğullarının hak yoldan uzaklaştıklarına, kendi kitaplarını tahrip edip değiştirdiklerine ve artık onların bu mukaddes topraklarda bir haklarının kalmadığına, aksine bu hakkın hak ve iman sancağını taşımayı sürdüren Müslümanların olduğuna inanırlar.
Sayfa 17
Filistin 'uzlaşmaz' Arap kardeşlerinden oldukça ağır darbeler yedi...
Bu devrimi ehlileştirmek ve dizginlemek için uğraşan , onun adına konuşup onun üstünden bir yerlere varmak isteyen Arap yönetimleriyle girdiği mücadelesinde pek çok enerjisini tüketti.
İsrail'in, Filistin çevrelerinin, Arap dünyasının ve uluslararası çevrelerin İsmail Heniyye'nin kurduğu hükümeti başarısız kılmak ve düşürmek için yürüttüğü çabalar bunların İslâmi ve direnişçi çizgiye ne derece düşman olduklarının açık bir delilidir. Aynı zamanda konunun İslâmî kesimle ilgili olması durumunda nasıl çifte standartçı davrandıklarını, demokratik faaliyete ve çıkan sonuçlara saygı göstermekten uzak kaldıklarını gözler önüne sermektedir.
13- İngiltere, Filistin'i işgal ettiği 1918-1948 tarihleri arasında yahudi göçü için Filistin'in kapılarını sonuna kadar açtı. Böylece yahudilerin 1918 yılında 55.000 olan nüfusu 1948 yılında 646.000 oldu. Yani yahudilerin nufüsu, yerleşik nüfusun %8'i iken %31,7'ye yükselmiş oldu. Aynı şekilde İngiltere, yahudilerin Filistin topraklarını mülk edinmelerini de destekledi ve böylece yahudilerin toprak mülkiyeti yaklaşık 500.000 dönümden (Filistin topraklarının %2'sinden) 1.700.000 dönüme (Filistin topraklarının %6,3'üne) kadar yükselmiş oldu. Yahudiler çoğunlukla İngiliz yönetimi kanalıyla yahut Filistinli olmayan birtakım feodal kanallarla sızma imkânı buldular. Filistin halkı şartların son derece katı ve direnmenin sıkıntılarının büyük olmasına rağmen 30 yıl boyunca yerleşik nüfusun çoğunluğunu yani %68,3'ünü ve toprakların da %93,7 gibi büyük bir bölümünü el altında tutmaya devam edebildi. Yahudiler İngiliz güçlerinin himayesi altında kendi ekonomik, siyasal, eğitimsel, askeri ve sosyal kurumlarını inşa ettiler. 1948 yılında 292 koloni tesis etmiş ve Haganah, Irgun ve Stern gibi askeri çeteler oluşturmuşlardı. Bu çetelerin 70.000'den fazla savaşçıları vardı ve bu da ilan edecekleri devletin alt yapsını oluşturmuştu.
Sayfa 26
81 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.