Descartes "düşünüyorum, o halde varım" derken, birçok kişinin sandığı gibi "düşündüğüm için varım" demek istememiştir. O, var olduğunun kesinliğini düşünerek, aslında kuşku duyarak anladığını söylemiştir.
Ancak fenomenler dünyasındaki var olan nesneler bizim onlara dair tasarımlarımızla özdeş değillerdir. Çünkü fenomenler dünyasındaki tasarımlar daima eksik ve yaklaşıktır. Sonuç olarak, bizim gerçek varlıklar hakkındaki bilgimiz hiçbir zaman tam ve kesin olmayacaktır. Dolayısıyla matematiksel varlıklar matematikçinin zihninde mi varlığa kavuşurlar? Cevap evet ise farklı matematikçilerin zihinlerinde neden hep aynı matematik kurgulanmaktadır? Neden tüm matematikçiler birbirinden habersiz aynı matematiksel sonuçlara ulaşıyorlar? İki şairin aynı şiiri yazması imkânsızken nasıl oluyor da matematikçiler bunu başarabiliyorlar?
Kendisi ile “Matematik Felsefesi” isimli eseriyle tanıştığım Müjdat Takıcak, bahsi geçen eserinde son derece özet olarak: Matematik felsefesinin konusu ve ilgi alanlarından, matematik felsefesinin dönemlerinden ve matematik felsefesine son derece önemli katkıları olan Rene Descartes, Carnap, Kant, Leibniz gibi düşünürlerden ve onların fikirlerden bahsetmektedir.
Her ne kadar özet bir eser olsa da bahsi geçen konuya giriş için uygun bir kitap olup olmadığından emin olmamakla birlikte; felsefeye ilgi duyan biri olarak kitabın pek çok bölümünü ilgi çekici bulmadım. Fakat bu durum doğaldır ki eseri, “kötü” veya “başarısız” olarak nitelendirmek için hiç de yeterli değil. Konuya ilgi duyan kişilerin bir şans vermesini tavsiye ediyorum lakin matematiğe, matematik felsefesine veya genel olarak felsefeye merak duymuyorsanız pek de tavsiye edebileceğim bir eser ne yazık ki değil. Benim puanım 5.5’tan 6.
Bu kadar seveceğimi düşünmemiştim. Hiç araştırmadan öylesine aldığım bir kitaptı meğer konusunun bu kadar ilgi alanım olduğunu ben de yeni keşfettim. Kitabın dili tahminimin aksine oldukça anlaşılırdı. İyice ayrıntıya girmeden ama üstünkörü de olmadan kısaca genel bir bakış matematik felsefesine.