1981, Mardin doğumlu. 2002 yılında Dicle Haber Ajansı’nın Diyarbakır şubesinde öğrencilik yıllarında gazeteciliğe başladı. 2003 yılında kültür-sanat muhabiri olarak ajansın İstanbul şubesine geçti. Gündem gazetesinde sinema yazıları yazdı, kültür sanat editörlüğü yaptı.
Aralarında Virgül, Varlık, Edebiyat Eleştiri, Cumhuriyet Pazar, Yeni Film dergisi, Newsweek Türkiye ve Mesele‘nin de bulunduğu çok sayıda yayında sinema ve edebiyat yazıları yayınlandı. 2006 yılında Son Oyun adlı ilk kısa filmini çekti. Film yurtiçinde ve yurtdışında çeşitli ödüller aldı. Daha sonra Nora ve Tov/Tohum adında iki kısa film çektikten sonra ilk belgesel filmi Kirasê Mirinê: Hewîtî‘i (Ölüm Elbisesi: Kumalık) yönetti. Dicle Üniversitesi Biyoloji Bölümü’nde başladığı eğitim hayatını Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Sinema Bölümü’nde devam ettirdi.
"Kürt halkı yirmi birinci yüzyılın başında yer almamıza karşın, yani sinemanın doğuşundan yaklaşık 150 yıl sonra bile hâlâ bir sinema sektörüne sahip değildir."
Prof. Akrami, İranlı yönetmen Abbas Kiyarustemi'nin 1999 yapımı Rüzgar Bizi Taşıyacak filmini izlerken duyduğu Kürtçe diyalogların kendisini nasıl etkilediğini şöyle ifade eder:
"Ne kadar etkilendiğimi hatırlamıyorum. Duyduğum o kısa Kürtçe konuşmalar kendimi duyduğum hissini uyandırdı bende. Sadece ailemde duymuş olduğum ve sadece evimizin sınırları içerisinde konuşulan bir dili duyuyordum. Yıllar önce çok değerli bir şeyini kaybetmiş ve sonradan bulmuş bir insanın duyduğu tahmini hissettim o anda.
Foucault'nun yaklaşımını benimseyerek kimliği "insanoğlunun kendisini, yaptığı şeyleri ve içinde yaşadığı dünyayı hangi koşullarda sorunsallaştırdığı" üzerinden kavrayabiliriz.
Allah var diyecek milyon şey var ama yok artık yormak istemiyorum kendimi ya ..
Bu kitapta geçen her şey yaşanmışlık dolu , tabi birileri yine diyecek "Öyle birşey yok" , "Asimile etmeye çalışmadık," Şu an rahat rahat yaşıyorsunuz ", "Buralar bizimdi ,sizler çıktınız geldiniz.." " Siz bizden daha iyi hayat
Kürt sinema tarihini, gelişim aşamalarını, belli başlı film ve yönetmenleri, filmlerde işlenen konuları ve filmlerde ön plana çıkan olayları ele alması açısından değerli bir derleme olmuş. Kitapta en çok Bahman Ghobadi'nin filmleri dikkat çekici. Çünkü filmlerini izleyeniniz varsa dramatik olaylar olduğunu görmüştür. Daha çok yurtsuzluk, sınır ve ölüm filmlerinin ana konusudur. Mayına basma, sınırı kaçak geçme, iki ateş arasında kalma gibi olaylar özellikle filmlerinde kendini gösterir. Kitapta da bu yönetmene yer verildiğini görürürüz. Güzel bir arşiv çalışması olmuş kitap. Hafızamızdan silinip giden bazı şeyleri hatırlatması açısından önemli bir çalışma olmuş.