Mülazım Mehmet Sinan

Harp Hatıralarım author
Author
0.0/10
0 People
1
Reads
0
Likes
73
Views

About

Title:
Yazar

Readers

1 readers read.
1 readers will read.
Reklam

Quotes

See All
Erzurum, eski zaman harplerine karşı müstahkem bir şehirdir. Her tarafı zaman zaman yapılmış tabyalarla çevrilmiş ve şehre girip çıkmak için muhtelif yerlerine kapılar yapılmış. Top Daği'na istinat ederek mahsuldar ve geniş Pasin ovasına kucağını açmış güzelligi geniş ve mamurluğuyla şark vilâyetlerimiz içinde eșine tesâdüf edilmeyen bir vilayetimizdir. Halkı gayet ağır başlı, çalışkan adamlardır. Bizim Erzurumu Ziyaret ettiğimiz zaman vilâyet islerini Onbeşinci Kolordu kumandanı Miralay Kazım Dirik idare ediyordu. Her zaman ve her yerde teskilatçı bir adam olan Kazım Bey, Kazim Karabekir in de yardımıyla yukarıda bulunan süvari kışlasını bir imalathane haline getirmiş ve Erzurum'un etrafı da dâhil olduğu halde ne kadar dul kadın ve yetim çocuğu varsa mümkün olduğu nispette burada toplamış, yün eğirme ve dokuma tezgahları vücûda getirerek mükemmel yün fanila ve beyaz battaniyelerle, deri ve deriden meydana gelen bilhassa ayakkabı ve sair imalatın yapılmasını sağlayarak er ve subaylarımizın büyük ihtiyaçlarını karşılamıştı. Paydos zamanı ve işe girmezden evvel kışlanın münasip yerlerindeki açılan dershanelerde okuyan Türk yavrularını görünce milli ruhumuzdaki görülen bu inkişaf beni son derece sevindirmiş ve imparatorluk devirlerinin sönük ve fakat hazin durumunu hatırlatarak gözlerimi yaşartmıştı!.
Van - Ünseli 1918 Süphan dağını seyir ede ede kuzey batıya doğru yol almaya başlamış,ikinci gün Ernis'e yetişerek nokta komutanının misafiri olmuştuk!. Nokta kumandanı genç bir arkadaştı. Sabahleyin bizi bir araba ile Bayezid'e yolcu etmiş, ve yolda Ali Han denilen bir ihtiyarın çadırlı karargahına uğramıştk. İhtiyar: 136 yaşında, belinden üst tarafı gayet sağlam iki ayakları felçli çok zengin bir adamdı. Oğulları, torunları ve gelinleriyle on iki çadır nüfusa mâlik bulunuyordu. Öyle bir yere oturmuş ki, Ernisten itibaren şimale doğru yavaş, yavaş yükselen bir yaylanın tam ortasında, çeşitli çiçek ve çimenlerin içinde, engin dere ve yamaçlarından durmadan çağlayan sular üzerinde tepe tenha bir mahal!. Burada başlıca nazarımızı celp eden nokta ihtiyarın kendine mahsus büyük miktardaki koyun sürüleri ve bu sürülerin başındaki çobanların bellerinde birer zincirli tasın bulunması, her geçen yolcuya koyunlardan tazece süt sağarak içirmeleri ve karınları açsa yanlarındaki kavurma ve yapızla onları doyurmaları idi. Çobanların ifadesine göre buradan her geçen mutlaka yiyecek ve içecektir.
Reklam
Reklam