Kavimler göçü muazzam bir hadisedir! Bu ne idi? Nasıl olmuştu?
Bunu düzensiz bir kalabalık yürüyüşü olarak düşünmek doğru olamaz. Aksini düşünmek "Göçebe uygarlıklar" tezinde belirtildiği gibi, insanların bozkırlarda otlak arayarak gezdiğini düşünmek çok ilkel bir yaklaşım olurdu. Çünkü bu tez gerçek hayat şartlarını dikkate almıyor. Hele yüksek bir kültüre sahip Türkler için bu tez hiç uygun düşmüyor. Hayat daha karmaşıktı.
Karda kullanılan bir taşıtın (!) keşfi, halkları göçe itmiş olabilir mi? Briçka, Vaja, sonra tekerlekli izbeler...
... Demircilikle uğraşanları birer sihirbaz olarak görüyorlardı.
Metalurjinin sırları babadan oğula geçiyor ve Kıpçakların en önemli sırrı olarak kalmaya devam ediyordu. Rivayete göre bu sırları bilen insan, seçilmiş kutsal bir bilgedir. Tengri Han onu kutsamıştır. Bu kişi başka bir soydan, yani demircilikle uğraşmayan bir soydan kız alamazdı. Uykuda veya rüyasında, demircilikle ilgili sırları açıklama tehlikesine karşı tedbir... Uzun süre bu sırlar muhafaza edilmiştir.
İnsan, parmak izini silemeyeceği ve değiştiremeyeceği gibi geçmişinden kaçamaz. Pek çok Avrupalı halkın tarihinde mutlaka en az bir Türkçe sayfa mevcuttur. Bu sayfaları gizlemek mümkün değildir.