En Eski Murat Yıldız Sözleri ve Alıntıları
En Eski Murat Yıldız sözleri ve alıntılarını, en eski Murat Yıldız kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bostancıbaşılar padişahlara bahçe ve mandıralarda ziyafet verirlerdi. Onların padişahlara her bahar ayında miri mandırada ziyafet vermeleri "mütekaribi resm ü adat" idi.
Sayfa 162 - Ziyafet verme, hediyeleşme ve ziyaret etme.
Hasbahçe'de her sene Kurban ve Ramazan bayramında padişahın huzurunda cirit müsabakaları yapılırdı. Gülhane'deki cirit meydanında yapılan bu organizasyonda bostancıbaşının görevi kurbanların kesilmesini sağlamaktı.
Sayfa 166
Bostancıbaşının idama dair görevi bilindiğinden, azledilip sürgüne gönderilen idareciler yolları üzerinde onu görmedikleri zaman, azledilme talihsizliğine rağmen kendilerini şanslı görürlerdi.
Sayfa 172 - İdam görevi
Ecel şerbeti..
Eğer padişahtan af haberi gelirse bostancıbaşı tarafından tutukluya beyaz kadehte şerbet ikram edilir ve kendisi sürgün edilirdi. Şayet tutuklu hakkında idam emri çıkmışsa kendisine kırmızı kadehte şerbet ikram edilir, idamdan sonra ya denize atılır ya da gömülürdü.
Sayfa 173 - İdam görevi
Bostancıbaşıların idamlarını gerçekleştirdikleri devlet adamlarının gerekçelerine bakıldığında onların dar görüşlü, geçimsiz, kötü huy sahibi olma, diğer idarecilerle iyi geçinmeme, insanlara kötü muamelede bulunma gibi faktörlerin etkili olduğu görülür. Bazen de devletle ilgili gelişmeleri padişahtan saklamak da kişiyi ipe götüren bir sebep olurdu.
Sayfa 174
Padişah dışındaki neredeyse bütün görevlileri idam edebilen bostancıbaşı ve bostancılar, padişahları idam etme görevinden özellikle kaçınırlardı. Nitekim, Sultan İbrahim'in idamına karar verildiğinde, bu emrin infazına bostancılardan hiçbiri yanaşmayınca, "hilaf-ı mutad" Kara Ali isimli bir celladın eliyle padişah idam edilir.
Sayfa 175 - İdam görevi
Üst düzey devlet görevlileri için tam bir felaket olan müsaderenin gerekçeleri çeşitlilik arz ederdi. Bu gerekçelerin başında görevlilerin bir şekilde zimmetlerine para geçirmiş olması gelirdi.
Sayfa 181 - Müsadere
İstanbul'a gelen çok sayıdaki içki yüklü gemiler sebebiyle içki kullanımı artar; bu durum "erbab-ı fesadın" günah işlemesine, dindar insanlarınsa rahatsız olmasına sebep olurdu.
Sayfa 194 - İçki yasakları
Farsça kökenli bir kelime olup, daima bir kimsenin maiyetinde bulunan ve onun emirleriyle çalışan, güvenilir olduğundan ayrıntılı işlerin idaresi kendisine bırakılmış kişi demek olan kethüda, dilimizde kahya şeklinde de kullanılır.
Sayfa 201 - Kethüdalar
Kethüdalar, bayramın geldiği haberinin duyurulmasını sağlamakla görevliydiler. Kaptan paşa ve topçubaşılar top attırararak, kethüdalarsa münadileri çarşı ve pazara göndererek haberi halka duyururlardı.
Sayfa 203 - Kethüdalar