Hugo ve büyük üçlemesinin toplum ayağı Sefiller’i okuduktan sonra toplumdaki bazı olayların onun için ne anlam ifade ettiğini çok daha iyi hissettim. Savaşın, adaletsizliğin, açlığın, zulmün karşısına tek bir vücut olarak bile çıksa, tek başına savunmak zorunda bile kalsa yılmayacağını bir kez daha anladım. Bu büyük eserin ardından Hugo’yu en çok etkileyen olayı ele aldım ve kendimi Ölüm Cezasına Hayır’ı okurken buldum.
Ölüm Cezasına Hayır, birçok yönden incelenmesi gereken kısa ama etkili bir eser. Hugo’nun düşüncelerinin harmanlanmasıyla oluşturulmuş bir kurgu ve oldukça fazla bilgi içeren derleme de diyebiliriz. Babasının yüksek rütbeli bir komutan konumunda olması sebebiyle küçük yaştan itibaren zihninde beliren ölüm cezasına bütün hayatı boyunca karşı durmasından dolayı ülkesinden sürülmesi ama yıllar sonra olsa bile bu zorlu savaşını kazanması…Hugo ve eserlerinin büyüklüğünü, klasikleşmesini ve her zaman hatırlanacak olmasının altında yatan birkaç etmendir bunlar. Hayatının sonuna kadar insanlık için çabalamış bu adam bir kıvılcım çakmış ve dünyaya yaymıştır. Her zaman önce insan olmayı ve insanlık yapmayı hatırlatmıştır. Giyotinin soğuk demirlerini insanlıkla bağdaşmasının yolunu kapatmıştır. Bu yüzdendir ki her zaman hatırlanıp dersler çıkarılacak bir yazardır. İyi ki bu dünyadan geçmiş, insanlığı soğuk demirlerin arasından kurtarmak için bir adım atmış!