Mart 2017’de Instagram’da yayın yapan Gıda Dedektifi proje yürütücüsü olan Musa Özsoy, Şehir Plancısı olup, şehirleşme sonucunda ortaya çıkan ve gün geçtikçe gelişen gıda endüstrisinin yediğimiz ve içtiğimiz üzerindeki etkilerini araştırmakta, paketli gıdalar başta olmak üzere gıdaların içerik ve besin değerleri hakkında bilgi paylaşımı yapmaktadır.
İçerik bilgilerini okurken bilmemiz gereken en temel ve basit bilgi şudur, ilk yazılan en çok olandır. Yani içerikte, ilk sırada ne varsa bilin ki; üründe en fazla o vardır.
Fruktoz yüklü bir gazoz ile alkol içeren bira arasında yapılan karşılaştırmada her ikisinin de karaciğer metabolizmasında benzer etkileri olduğunu göstermektedir.
M.E.B tarafından Kantinler yüksek kiralar ile kiralanıyor
Kantinciler Kar yapma amacıyla daha ucuz yüksek kar ürünleri tercih ediyor
Mert yağızın ölümüne sebep olan kantin işletmecisi boğulmaya sebep olan şırınga çikolata kantinde sattıklarını itiraf ederken
Olaydan 1 ay önce yapılan denetimler bir itirazda bulunmadıklarını belirtti
Olay günü boğulmaya sebep olan
Ürünü satmadigini hatta ürünün günler öncesinde
Tükendiğini ve kantinde bulunmadığını söyleyen
Fakat
Olay günü okula gelen polisler çöpden buldukları şırınga çikolataları kayıtlara geçmiştir
Ama tüm kayıt ve tutanaklara rağmen
Kantinciler odası başkanı "çocuk ürünü kantinden almamış" diyerek yalan söyleyip
Milli eğitim bakanı ise
"denetimde eksikliklerimiz var"
Diyerek itirafta bulundu
Mert karnesini alamadı geride acılı anne ve baba
Kaldı
Kantinlerde ise duzen hiç değişmedi
Vicdanlar cüzdanlari yenemedi
.
.
Maalesef gıda endüstrisi bu süreçlerde ne hayvan ne de insan sağlığını yeterince gözetiyor. Sadece üç temel hedefe odaklanıyor; daha çok üretmek, daha çok tükettirmek ve daha uzun süre bozulmadan saklamak.
Kitabı genel olarak beğendim bence 7/10. Öncelikle kitabın yazıldığı amaca yani insanları bilinçlendirmeye kesinlikle hizmet ettiğini söyleyebilirim. Basit ve anlaşılabilir dili, insanlara gıda endüstrisi ve aslında neler tükettiğimiz hakkında genel fikirler vermesi, günlük hayatımızdan örnekler vermesi ve yıllar içerisinde gıdalara & katkı
Bomba bir kitapla ve yorumla geldim size. İnşallah bir kişiye de olsa faydası olur bu kitap yorumumun. Gida Dedektifini bilenler bilir. Onu takip ettiğim günden beri, yıllardır, evime asla paketli ürün, abur cubur sokmam. Kola, meyve suyu adı altında içinde zehir barındıran içecekleri içmem. 3.5 yaşında oğlum var, abur cubur ne bilmez, markete girince sağa sola saldırmaz. Tabiki maalesef çevre yüzünden bu durum ilerde farklı değişimlere girebilecek ama koruyabildiğim yere kadar korumak istiyorum. İçinde barındırdıkları o koruyucu, kansorejen, kimyasal maddeler, katkı maddeleri, tatlandırıcılar, yüksek oranda şekerler, glikoz, mısır şurupları sağlığımızı inanılmaz tehdit altına sokuyor. Hatta sahip olduğumuz çoğu hastalıkların sebebi bu tür besinler. Çok lezzetli diye adlandırdığınız o çikolatayı tükettiğinizi düşünün. Sizin kan şekerinizle öyle bir oynuyor ki bir kaç saat sonra delicesine aç hissediyorsunuz. Ya da içerdiği maddeler leptin denen tokluk hormonunun dengesini bozduğu için hiç doyduğunuzu hissedemiyorsunuz. Bir gün inşallah bunların raflardan kalkması hayal olmaz. Bir gün çocuklarımızın bunlara maruz kalmadığı bir dünya hayal olarak kalmaz ve inşallah evine bu tarz şeyleri sokmayanlara öcü gibi bakılmaması hayal olmaz. Zaten şu kitabı okuyup da hala onları tüketmeye devam eden olur mu bilmiyorum.
Uzun zamandır paketli gıda tüketmemeye özen gösteren biri olarak bu kitabı okumaktan çok memnun kaldım. Kitap bize tam manasıyla gıda gerçeklerini gösteriyor. Ve kendimize sormamızı sağlıyor, "Ne yediğimj biliyor muyum?" Yediğimiz her paketli gıda ile aslında vücudumuza gıda değil, onlarca kimyasal aldığımızı anlatıyor. Misal biz