Müşerref Yardım

Doğu Batı ve Ötekilik yazarı
Yazar
Editör
0.0/10
0 Kişi
3
Okunma
2
Beğeni
274
Görüntülenme

Hakkında

Beyşehir doğumlu olan Müşerref Yardım 2005 yılında Liege Üniversitesi Doğu Dilleri (Arapça) ve Medeniyetleri mezunu olup Sorbonne (EPHE-Paris) Üniversitesinde "İslam Medeniyeti" üzerine Master yapmıştır. 2010 yılında Strazburg üniversitesinde "İkinci Meşrutiyet İslamcılarının Siyasi Görüşleri" başlıklı tezini Din Sosyolojisi alanında tamamlamıştır. Liege üniversitesinde 4 yıl Arapça okutmanlığı yapmış olan Müşerref Yardım Brüksel'de İnstitut Europeen des Etudes Religieuses et Scientifiques’de postdoktoral araştımalar çerçevesinde 3 yıl görev yapmıştır. Lisansüstü çalışmaları için Erasmus bursu ile 2 yıl Paris’te, Belçika Milli Eğitim Bakanı Özel Bursu ile 2 yıl İstanbul’da ve Londra’da bulunmuştur. 2014 yılından bu yana Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Sosyoloji bölümünde öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır. Çalışmaları Avrupa ağırlıklı olup Oryantalizm, Kolonyalizm, Çokkültürlülük, Irkçılık, Ayrımcılıklar, Ötekileştirme ve Avrupa Medyası konuları üzerine yayınları bulunmaktadır.
Unvan:
Türk akademisyen

Okurlar

2 okur beğendi.
3 okur okudu.
5 okur okuyacak.
1 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Oryantalizm ve sömürgeciliğin aracı haline gelen Batı’nın bilgi ve kültür aracılığı ile Doğu’nun üzerinde oluşturduğu tehakkümü açıklamak için Gramsci ve Bourdieu farklı ama tamamlayıcı metot kullanmışlardır. Yönetilenler kendilerine empoze edilen tehakküm kriterlerini kabullenerek tehakkümü hegemonyaya dönüştürmüşlerdir. Yönetenler, yönetilenleri kendi kendilerinden nefret ettirme ve kendi hegemonik yöntemlerine hayran duymaya'yöneltmişlerdir. Yönetilenler kültür, eğitim, sosyal ve ”sanatsal üretimlerinin yönetenlerinkinden daha kalitesiz olduğuna inandırıldıkları gibi yönetenlerinkini yüceltmeye özendirilmişlerdir. Gramsci hegemonya, Bourdieu ise sembolik şiddet üzerinden konuyu ele almışlardır. Gramsci hegemonyayı ”kabul edilen tehakküm" olarak tanımlamaktadır. Gramsci'ye göre egemen sınıf hakimiyetini koruma ve meşrutiyetini sağlama konusunda yönetilenlerden tam destek almayı başamuştır. Böylelikle yönetilenlerin yaşadıklarını tehakküm olarak değil de ”kendi iyilikleri için” veya ”başka türlü olamayacağı için” rıza gösterdikleri öne sürülmektedir. Bourdieu de benzer görüşleri sembolik şiddet yolu ile açıklamaktadır (Blanchet, 2018). İster hegemonya olsun isterse de sembolik şiddet olsun, her iki kurama göre yöneten-yönetilen ilişkisinde toplumsal düzenin devamı kültürel tehakküm sayesinde olmuştur (Burawoy, 2012).
Reklam
Kendi kültürü, kendi kurumları ve kendi dünya görüşünün diğerlerinkinden daha üstün olduğunu düşünen Batı Doğu’nun da bu tecrübelerden faydalanması gerektiği fikrini savunmaktadır. Bu doğrultuda sömürgeci Batı sömürge altına aldığı toplumlara kendi dilini, kendi dinini ve kendi yaşam tarzını empoze ettiği görülmektedir. Batı emperyalizmi Öteki’ne ait toprakları kendi çıkarlarına göre yönetme, hükmetme ve işletme tasarrufunda bulunmuş ve bunu da ”uygarlaştırma” olarak nitelemiştir. Medeniyet kavramının kullanımının sadece Batı için geçerli olduğunu savunan Charles qurrier’e göre medeniyet ”Avrupa uluslarının mevcut olduğu belirli toplumsal yaşam dönemine” uygulandığını düşünmektedir (Schnerb, 1961: 99). Batı medeniyeti ”zirve” olarak görülmektedir. Hristiyanlık ve akılcıhğa kapılmış Avrupa kültürleri, medeniyetin mutlaklığını, insanın evriminin en üst' seviyesini temsil ettiği fikri ortaya atılmıştır (Girardet, 1972: 139)
Kalın’a (2009) göre oryantalist erkek seyyah yazarlar Doğulu kadınlar ve hiç görmedikleri harem hakkında müstehcen metinler kaleme almışlardır. Erotizm noktasında yapılan Sünular her zaman rağbet gördüğünden en çok pazarlanan değerler arasında erotizm olgusu yer almaktadır (Kabbani, 1998: 16). Sunumun nesnesinin dişil unsurlara dayandırılması her
Batı’nın "Öteki” halkların dillerini öğrenmesi, kültürlerine-geleneklerine-dinlerine ilgi duyması ve hissiyatlarmı anlamaya çalışması insani amaç gibi görünse de gerçekler çok daha farklıdır. Oryantalizm hem teorik hem de pratik bakımdan insani amaçlara hizmet etmekten ziyade, halkların köleleştirilmesine, ülkelerin sömürgeleştirilmesine katkıda bulunmuştur (Mertcan, 2007:12-13). Batı’nın sömürgeyi sömürülenler için bir kurtuluş gibi göstermesi ”uygarlaştırma misyonu" ile bağlantılıdır.
Etnosentrizm
Doğu’yu Batı'ının her türlü desteği ve yardımına muhtaç gibi yansıtan sömürgeciliği yöntem olarak benimseyen Batı’nın tutumunu etnosentrizm’le açıklamak mümkündür. Etnosentrizm, ayrımcı tutum ve davranışların neredeyse evrensel bir sendromudur (Sumner 1906; LeVine ve Campbell 1972). Etnosentrik tutum kendi grubunu (grup içi) erdemli ve üstün,
Henüz kayıt yok
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
Henüz kayıt yok