"Bu tür işlerin, çok özel koşullarda yetişen, yıllarca kütüphanelerde dirsek çürüten, araştıran, sorgulayan, itiraz eden ve adına "bilim insanı" denilen bir canlı türünü gerektirdiğini hiç göremediler. Osmanlı ekosisteminde bu tür canlılar zaten zor yetişiyor, yetişse bile neslini sürdürmesi kolay olmuyordu."