Mustafa Çağrıcı

Gazzâlî yazarı
Yazar
Derleyen
Çevirmen
8.8/10
41 Kişi
209
Okunma
17
Beğeni
3.428
Görüntülenme

En Yeni Mustafa Çağrıcı Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Mustafa Çağrıcı sözleri ve alıntılarını, en yeni Mustafa Çağrıcı kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
kindinin felsefe tarifleri arasında,sokrat’tan itibaren felsefe ve ahlakın ana konularından olan, özellikle müslüman filozoflarla mutasavvıfların ahlaka giriş olarak aldıkları meşhur “insanın kendisi bilmesi veya tanıması” ilkesi de yer almıştır. insanın kendini bilmesi nasıl bir faaliyettir ve bu faaliyetle nereye ulaşılır? bütün varlıklar cisim, cevher ve arazdan ibaret olduğuna ve insan da bu üç ilkeden oluştuğuna göre kendini tanıyan insan, bu sayede nefsinden hareketle cevheri, bedeninden hareketle cismi ve cismin arazlarını da tanımış olur. işte insan, bütün eşyanın ilkelerini kendinde bulundurduğu ve onları tanımakla bütün eşyayı tanıyabildiği için, insana “küçük alem” denilmiştir.
Sayfa 126
De ki: “Doğu da batı da Allah’ındır. O, dilediğini dosdoğru yola iletir..
Reklam
Namazda bunu düşünerek huşuyu arttırabileceğimizi umuyorum :)
Müslim'in rivayet ettiği bir kutsi hadiste (bk. "Salát", 38) Allah Teâla'nın, "Namazı (Fâtiha'yı) kulumla kendi aramda yarı yarıya paylaştım ve kulum dilediğini alacaktır" buyurduğu ifade edildikten sonra şöyle devam edilmiştir: Kul (namazda Fâtiha'yı okurken) "Hamd ålem- lerin rabbi Allah'a mahsustur" deyince Allah, "Kulum bana hamdetti" buyurur. Kul "rahmån ve rahim" deyince Allah. "Kulum beni övdü" der. "Ceza gününün tek sahibi" deyince "Kulum benim yüceliğimi dile getirdi" der. "Ancak sana ibadet eder ve yalnız senden yardım dileriz" deyince "Bu, kulumla benim aramda ortak olan kısımdır ve istediği kulumun olacaktır" buyurur. Kul "Bizi dosdoğru yola ilet: nimetine erdirdiklerinin yoluna: gazaba uğramışların yoluna da, doğrudan sapmışların yoluna da değil!" deyince Allah, "İşte bu, yalnızca kuluma aittir ve kuluma istediği verilecektir" buyurur
Cennetin çeşitli bölgeleri ve dereceleri vardır. “İçinde devamlı kalınan” cennete (huld) giren bir daha çıkmazsa da diğer bölgelerine girenlerin çıkmayacağı konusunda bir açıklama yoktur. Ayrıca ölümden sonra devamlı kalmak üzere cennete girmek ile insanoğlunun dünya hayatı başlamadan bir imtihan için cennete konulması arasında fark vardır.
İnsanoğlu dünyada problemleriyle başa çıkmaya çalışırken ya sadece beşeri güç ve imkânlarıyla yetinir veya bunlara ilahi yardım ve irşadı da ekler. Kur'an'ın ve Sünnet'in rehberliğinden faydalanır. İnkârcılar dini hayatlarının dışına attıkları için akıl, duyular ve tecrübelerle -daha çok ve kısmen- maddi problemlerini çözüyorlar, bu alanda hayatlarını düzene koyabiliyorlar. Beşerî bilgilerin yeterli olmadığı ilişkiler, varlıklar, olaylar ve oluşlar alanına gelince karanlıklar içinde kalıyor, meçhuller arasında bocalıyorlar. Bu alana karşı idrak kanallarını kapatmak, görmezlikten gelmek, düşünmemeye çalışmak, yok saymak fayda vermiyor. Şuur altının derinliklerinde fırtınalar kopuyor, şuurda huzursuzluklar su yüzüne çıkar gibi oluyor,
Bakara(262)
Mallarını Allah yolunda harcayan, sonra da harcadıklarının arkasından başa kakıp incitmeyenler için rablerinin katında özel karşılık vardır. Artık onlar için korku yoktur, onlar üzüntü de çekmeyeceklerdir.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.