Mustafa Çiftci kitaplarını, Mustafa Çiftci sözleri ve alıntılarını, Mustafa Çiftci yazarlarını, Mustafa Çiftci yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ben zaten bir şey yapabilecek olsam yıllarca parlak kağıtlara bakarak, kütüphanelerin rafları arasında kendi kendime Elif türküsü çığırarak dolaşır mıydım? Ben bir şey yapabilecek olsam sadece odamın duvarına Elif yazarak ve ancak Arap alfabesindeki haliyle yazacak kadar cesaret gösterebilerek yaşar mıydım?
Mustafa Çiftçi’de Allah vergisi bir anlatım gücü var. Hikâye zor iştir,hakkıyla anlatıyor hikâye karakterlerinin dertlerini,üzüntülerini,hayal kırıklıklarını,kanıksadıklarını…
Gönül Dağı dizisinden duymuştum adını. “Bozkırda Altmışaltı”,”Ağlaya Ağlaya Öldük Anam Bacım” ve ardından “Kalfa Uykusu” ile yer edindi bende. Bu kitaptaki öyküler aslında ilk yazdıklarıymış. Allah vergisi dedim ya ilk yazdıklarında dahi kendi sesini koymuş ortaya.
Yozgat özelinde Anadolu insanını hikâye ediyor yazar. Yerel söyleyişleri o kadar yerinde ve içten kullanıyor ki karakterler ete kemiğe bürünüyor hikâyelerde. Bazen genç bir kızın bazen emekli bir memurun bazen ana-baba sevgisi görmemiş bir çocuğun bazen mutlu bir çiftin bazen nasip deyip de evlenenlerin gönlünden,gözünden okuyoruz dünyayı. Her bir hikâye dopdolu…
Kitapta en beğendiğim hikâye “Çati’ye Kıyamam” oldu.Hikâyeyi özetleyecektim ama ben de kıyamadım. Okuyun,yüreğinize dokunacak.
Müziği çalan adam yaşamıyormuş, eskilerden bir adammış. Adı da Şopen’miş. Adamın kendi yok burada, Allah’ı var iyi çalıyo, dertli çalıyo. Belli ki o da sevdalık çekmiş.