Sokaktaki kedilere, yiyecek bir şeyler, içecek temiz Su ver. Hani diyorum ki o hep karşılaşmak istediğin Allah'ın katından ilim verdiği Kul, önemli bir görev için yolda giderken sokak kedilerinin verilenleri yediğini görünce "Bu kedilere, bu taamları veren kuluna..." diye sana senin ummayacağın güzellikte inanılmaz bir dua eder, ummadığın anda değişir kaderin...
Yani bir kitap ne kadar "herşey" olabilirse o kadar herşey.. sohbet havasında başlayıp kainat yolculuğu ile devam eden bir serüven gibi.. önce ufak bir ısınma; ardından biraz ayetlerden bahsederek bazı şeyleri açıklama. Tam sürekli ayetten din konuşmaktan sıkılmışken hop! Birden ayın dünyaya uzaklığı, incir ve zeytinin faydalarına geliyorsunuz.. ya da gülün frekansına. ardından rüyaların gizemi ve ardından da kadının değeri.. siz bilimden ve toplumdan bahsettiğinizi zannederken, aslında asıl mesajın çok başka olduğunu kitabın sonunda anlıyorsunuz..
Bu kitap da yazarın diğer kitapları gibi esrarengiz, deşifre olan sırlar ve insanlara verilen tavsiyelerle doluydu.Ben önemli gördüğüm yerleri kırmızı kurşun kalemle çizmeyi severim.Sanırım kitapta çok az yerin altını çizmemişim.Yine de içim bir buruk oldu kitabı bitirirken.Bir hüzün kapladı beni.Neden mi?Bu kitap bu serinin sonuncusuydu ve ben hepsini okumuştum.
“İnsanın hayattaki öncelikleri kaderini gösterir! En çok konuştukları bir sonraki yaşayacaklarını, en çok yiyip içtikleri, öfkelendikleri yaşayacağı hastalıkları öngörür…”